tel örgülerin ardında
uzanan yemyeşil ormandan
kaçan mavi benekli
balerin karıncalar
parmaklarmda gezinirken
dişleri kanatıyor avuçlarımı...
martılar hep esir kalacak
yüreğimizde
yağmur mevsimi gelmeyecek
kuraklık basacak saçlarımıza
deniz kokar gibi olmayacak
daralan yollarında yaşamın
sokak sokak koşarken
ardından bir geçmişin
geçmişi gelecekle toplayıp
geleceği geçmiş yapmak için
neye yaradığını anlamaya çalışırken
vazgeçilmez saplantılarının
uğruna neleri kaybettiğin çivilerin, beyninde saplı duran
yine kendin için kendini kazandığında sonunda
kendin için yazdığın şarkılar erirken susayan dudaklarında
kırılınca kristalleri yüreğinin
elleri
kumsalda yürüyen
küçük bir kız çocuğu,
şehrin üzerinde sallanan
bulut,
bulutun kenarına asılı duran
ruhunu ruhuma yaklaştır ki
karlar yağsın üzerimize
yağan kar
ruhlarımızdan yeryüzüne kalan izleri
birer birer
ikişer ikişer kapatsın
kumun üzerinde denize doğru sürüklenen
çağlar öncesinden
bir içgüdüyle ve sonrasından
küçük, yavru caretta caretta’nın
peşi sıra bıraktığı iz gibi
şimdi sen geçip giderken
su çiçeğim,
şu küçük
bir türlü yanmayan mumların
ne işe yaradığını anlayamıyorum
derdin sen
eskiden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!