Kollarında ölümümü uyuturdum çogu kez
çogu kez; odamdaki o kırık tuglalarla sevişirdin sen - kanatırken ruhunu yavaş yavaş o bilinmezliğe...
Yokluğumdan ögrendiğin herşeye susup sırtını döndüğün zamanlarda
yakardın içindeki kibirliliği ve sonrası hiç bir şey olmamış gibi tekrardan dogardın ana rahminden ruhumun adsız çöllerine - yeniden...
Günlerdir seninle sevişiyor cesedim! !
... Gücün yetmez ölümden kurtarmaya beni...
Tarafe (539 - 564)
Karartılar arasındayız
bir yanım sen
bir yanım ölüm /..
Kalabalıktı (...)
O son - aydınlattığın benden düşen parçalar...
Bir uzak şehire giderken sen
Arkandan suskunluğumla sevişerek kanattım tüm şehrin duvarlarını
Bilemezdin (...)
Geç otur karşıma..
Sus..
Düşür şimdi içinde ki Tanrıları karanlıga
Düşür dipsiz kuyuları cehenneme
Aydınlık bir cennet kadardı yüzün
İlk ona dokunacağım Julia..
Sonmuydu bu oynadığım oyun...
Birbiri ardına gizlenmiş vücutlar arasından ruhuma akan bu yalan ezgiler sonmuydu...
Bir başıma na zaman kalsam gece içinde,şehrin dört bir yanına bana sevdalı tüm hayalleri savurarak kendimi ölümsüz yapardım...Ama birde ölüm saplantım vardı,bunu unutamazdım...Kimbilir kaç kere ertelefiğim intaharlarım buna ağlardı hep...
Şehir görkemli vede vazğeçilmezdi...
Ama aşağıdakileracıyı çekerdi her gece yalvarışlarıyla Tanrı'ya...Bense ne aşağıda nede yukarıda bir yerlerde yaşamayı istemiştim...İnancım neydi...Neydi beni bu denli imkansızlığa iten ileti...Bir çok hikaye dinledim o gri gramofondan çıkan büyüleyici kutsallıkla...Yinede bir kaç yüz,bir kaç anı arkasından seyrettim olmayan gidişlerin o zavallı tabut içi huzurunu...
Aslında ölmek bir müzik gibi olsa,baştan sona Classic bir veda kesintisi...Belki de bu sebepten ne yaşıyor nede ölüyüm...Ortalarda bir yerde kendi ellerimle sınırlar çiziyorum yalnızlığıma...
Bir beyaz ışık ardından sesleniyorum sana (sessizce)
Ve şimdi oskarlık oyunculara taş çıkartır,tenine duyduğum hasret..
Dip Not: Beyaz şimşekler korkar oldu teninden..Tenin bir deniz kıyısında veda etmeden gidiyor Çocuk..! Düştü elimde ki Tanrı..Düştü elimde ki tüm şehvet tohumları karanlığın kimsesiz Annesine...
Ruhumu silme parmak izlerinle Julia
bilirsin çok canım yanar..
Sessiz harfleri akıtma vakti şimdi yüreğime
ilk heyecan
Saçların parmaklarımın arasında Cennet'ten bir Huri
Bakışların değiyor her bir hücreme
Bakışların yakıyor Cehennem'im en kızıl saçlı sevdasıyla
Gece nöbetlerim - karanlık bir yosma gibi sürekli pencerede..
İlk müşterim sen oluyorsun yine bu gece
Dudaklarımın mührü anlamsız şimdi
Renklerim paramparça ellerinde
baharlarım simsiyah;
yıllarım kan kusuyor şimdi Tanrı'nın kucağında
üfle hadi küllerimi bulutlara..
......Hiç hazır değilim henüz aynalara bakmaya
başka bir renkte kayboluyor yaşam;



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!