Ruhum göçebe çadırlarında
akşam güneşini beklerken,
Pörsümüş bir gül yaprağı düşer
Güz aylarının soğuk gölgelerine.
Aynısını ararken gözlerim,
Beyaz bulutlu gökyüzünün
Billûr renklerin adlarını koyar,
Doldurulmuş akşamcı kadehlerinde.
Akıp giden bir nehir görünür
Beynimdeki gözleri kapalı çocuğa,
Bir nakarat gibi döndürür dilinde
Tuhaf isimli güncükleri...
Toprağa gömülü ayaklarımla
Baharlardan baharlara koşarken,
Bir gün durup düşüneceğim
Sensiz beklerken,ne yapmışım ben? ..
Hasreti kalbime kilitlemişken gurbet,
Sökmeyen şafak gibi vuslat,
hasta yüreğime! ..
Yine bir hüzün,göçtüğümüz yerlerde,
Bilmem ki nerede atılacak gülücükler? ..
her geliş bir gidişi,
her konuş bir göçüşü
haber verir.....verir ama...
bir gün yol da bitiverir! ...
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta