Hastane soluktu, halsizdi koridorlar.
Vitamin kokusuna vokalistlik yapan çocuk sesleri,
Ve sen vardın o temmuz sabahında.
Ondandır, temmuzlardan beridir göçebeyim.
Yorgun çizgileriyle yüzün,
Mayıs ondörtte han yaylasına benziyordu.
Serum takılmıştı koluna,
İşte o gün bugündür bütün hastanelere,
İğnelere ve ambulanslara kırgınlık beslemekteyim.
Bağ bahçe oldun, memleket oldun,
Güldün, ilkbahar oldun kar altındaki dağlarıma.
Devlet hastaneleri hâlâ soğuk sevgilim,
sen benden gittikten sonra..
Sonra, çok sonra..
Güzel kadınlarla tanıştım.
Hepsi evim olmaya çalıştı öncekiler gibi.
Ben bir kondum, bir göçtüm hep.
Bir tek sende durmak istedim, ömür boyunca.
Senden başka diyar, gurbetmiş bana.
Yalın ayak koşan çocuklar ve
Toprak damlar kalmadı artık içimde.
Ağzımı testere bile açmıyor,
Çünkü her konuştuğumda devrik cümlelerle
sana yuvarlanıyorum.
Zaten seni düşlemenin,
Şarampole devrilmekten pek farkı yok aslında.
Kaval sesleri ve derin gülmelerin,
Yaz akşamlarına bırakıyordu serinliğini.
Ve sonra düşlerim olabildiğince uzuyordu..
Mümkünâtın çok dışındaydın,
Ben ise uçurumun başında..
En yüksek uçurumlarım sendin,
Gözlerinde başlıyorlardı..
sana o yüzden vatanım diyemedim.
Ve sen bunu hiç bilmedin..
Hiç sahiplik eki gösteremedim ben sana,
Gitme diyemedim,
Sana seni sevdiğimi söyleyemedim mesela.
Yasaklarla dolu bir dağ yolunun yolcusu,
bir suçlunun itiraf mektubu..
Sen benim vatanımsın sevgilim,
ben senden sürgün edilmiş, göçebeyim..
Kayıt Tarihi : 12.6.2019 14:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!