*Gizli Öznem*
Yazmak için
geceyi mi beklemek gerek?
Yoksa kelimeler,
karanlığın koynunda mı doğar en gerçek hâliyle?
Belki de gecenin alacasında,
akrep ve yelkovan değil,
zamanın kalbi atar usulca—
her tik tak, bir mısra fısıldar bana.
Rüzgârın tenime dokunuşu bile
bir harfin doğum sancısıdır belki.
Ama kim bilir,
belki de hepsi sadece bahanedir
seni yazmak için...
Düşünüyorum da,
neden geceleri harfler bu kadar asi?
Neden her cümle,
bir isyan gibi dökülür kalemimden?
Bütün harfleri toplasam,
yine sen çıkarsın karşıma—
şiirlerin arasında saklanan,
her okunuşta biraz daha belirginleşen
bir silüet gibi...
Hangi şiirin kıyısında aklıma düşersin,
kaç mısrada özne olursun, bilmiyorum.
Ama senin bunu hiç fark etmemen
biraz da kaderin ironi değil mi?
Düşünsene,
onlarca harf,
kelimeler mısralara dökülüp
sen diye akarken,
senin geceden bile haberin yok...
Her gece,
duygularım bir şiirin harflerinde
damla damla dökülüyor.
Sen—her şeyden bihaber,
yalnızca bir anı gibi geçip gidiyorsun.
Yoksa sebep olan
şiirlerdeki gizli özne mi?
Duygularım göğe yükseldiğinde,
öznesi olan tüm şiirlere
bir öfke doğuyor içimde.
Seni hatırlatacak
tek bir cümle bile istemiyorum,
ama yine de
her harfin kıvrımında seni buluyorum...
Takdiri ilahi mi desem,
yoksa kalb-i ilahi mi?
Bütün bunlara sebep olan
ilhamım sen misin?
Bakalım daha kaç şiirde
gölgenle karşılaşacağım,
kaç mısrada buluşuruz bilmem.
Ama benim bütün kelimelerim
mısralarda öznesini anarken,
ben
yokluğunun her satırında
kayboluyorum...
Hadi çık gel.
Seni çok merak ediyorlar.
---
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 13:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!