Gittin...
Ve şehir, adını unuttu bir günde.
Sokaklar, ayak izlerinden soyundu büsbütün.
Rüzgâr, eski şarkıları susturdu içimde.
Ben mi?
Ben, ömrümden düştüm de senin hiç haberin yoktu dün.
Adını bir duvara kazıdım önce,
Sonra duvarı yıktılar bir gece.
Ellerinle dokunduğun kitap,
Sayfalarını tek tek döktü rüzgâra, sessizce.
Bir dua gibi sakladığım sesin,
Gecelerin en karanlık yerine sığındı derinden.
Beni benden alan o bakışın,
Şimdi aynalarda gölgesiz kaldı, silinmiş resimden.
Beni sensiz kılan zamanın,
Şimdi hiçbir anlamı yok ne yazık.
Sensizlik, içimde yankılanan boş bir oda,
Ve ben, her gece kapısını kapatmayı unutuyorum artık.
Gittin...
Ve ben hâlâ senin unuttuğun bir cümlede, Eksik bir kelime gibi bekliyorum köşede.
Ege DereKayıt Tarihi : 31.5.2025 23:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kış sabahıydı. Ankara'nın gri sokaklarında, karla karışık yağan yağmur, kaldırımları usulca dövüyordu. İnsanlar, sabah telaşına sarınmış, başlarını eğip geçiyorlardı yanından. O ise hareketsizdi. Bir kafede, cam kenarındaki masada tek başına oturuyordu. Önünde soğumuş bir çay, defterinin arasına iliştirilmiş bir kurumuş papatya vardı. Elini hiç kıpırdatmadan, camın buğusuna boş bir bakışla dokunuyordu. Gittiği gün yazmıştı bu şiiri. Gözyaşı değil, bir tür kabullenişle. O sabah geride sadece bir parfüm kokusu, birkaç kitap ve yarım kalan bir cümle kalmıştı. Ve en çok da susuşlar. Duvarlara sinmiş suskunluklar, aynalardan taşan sessizlikler… Onunla ilk kez bu şehirde, yağmurlu bir gün karşılaşmışlardı. Tesadüf değildi belki ama kader de çok nazikti o gün. Bir kitapçıda aynı sayfada bulmuşlardı ellerini. Aynı şiire, aynı anda gülümsemişlerdi. Sonra aylar boyunca aynı sokaklarda yürüdüler, aynı şarkılara sustular. Birbirlerine dokunmadan, birbirlerini tuttular. Ama insanlar bazen sevdiklerini bile eksik anlayabilir. Ve eksik anlaşılan duygular, bir süre sonra sığmaz oldukları kalpleri terk ederler. Gidişi, bir vedaya bile sığmayan suskunlukla olmuştu. Ne bir mektup, ne bir elveda... Sadece bir sabah, onun artık bu şehirde olmadığını anlamıştı. Ve şehir gerçekten adını unutur gibi olmuştu bir günde. Şimdi o masa, artık her sabah onunla başlıyor. Aynı şiiri defalarca okuyor içinden. Eksik bir kelimenin, cümlenin tam ortasında durduğu o şiiri. Çünkü bazı gidişler, kalışlardan daha uzun sürer. Ve bazı insanlar, hiç dönmeseler bile hep beklenir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!