Oysaki senin 'gidiyorum'larında başlıyordu benim infazım, ve benim çilem...
Ezik bir yüreğin çığlığıydı bu belkide, ama senli kurulan her cümlede
yine yeniden ve her daim yüreğime saplanan tahta saplı okun ucundan,
yine 'sen' zerkediliyordun...
Oysa,
Oysa ben, senin dozaşımından ölüyordum...
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



