Şimdi sessiz sedasız gidiyorum. Yol karanlık ve ben ürküyorum. Biliyorsun korkutur karanlık beni. Gökyüzümün bütün yıldızlarını toplamışsın ve beni
karanlığa itmişsin. Yol uzun ve bir insanın yüreğinde acılan o boşlukla ne kadar yürüyebilirse yürüyorum işte. Eksik kalmış bir insan ne kadar inanabilir ki
pırıl pırıl gökyüzüne? Aydınlatır mı sence o koskaca hayran olduğunuz gökyüzü parçalanmış kalbimi? Sormayın bana gitmek mi zor kalmak mı diye?
Bedenini rüzgara teslim edip giderken ruhunu kalbini aklını onda bırakmak der susarım. Çünkü giden de kalanda eksik kalacak.
Ne giden geri dönebilecek ne kalan kal diyebilecek. Ve bir masal daha burada sona erecek.
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Devamını Oku
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta