Ne zaman acile düşse bizim mahalle
Yorgun bir şair koşar kan vermeye
Bu şehir çakal sesleri ve konfor düşkünleri
Cimrilerin dilinde cömertlik tarifi
Altın varaklı çilehaneleri biletli.
Otobüs bekleriz alıp götürsün bizi
Hizasında dursun oğullar çelikten babaların
Akıp giden ne varsa yanımıza yoldaş
Boyumuzu aşan koca bir şiir ve bir avuç toprak
Toprak ki lehimlenmiş üniformasıdır ruhun
Nihayetinde rütbesi sökülecek her omuzun.
Sanrılar görür marka Müslümanları deri döşeklerde
Madem inanıyorsa, neden ölüme ağıtkar
Geride kalan kaç ev, kaç araba, kaç hisse
Savaşmadan aşk, alınterisiz sefa
Ölümsüzlüğün olasılığı sıralanırken gümüşten rafa..
Yokluğu varlıkla takas mağdurları dünya pazarında
Aynalar kırılıyor sarı akşamlarda
Okçu tepelerini boş bırakan aymazlar
Beş yıldızlı otel odasında romanınız yazılıyor
Kahramanı müteahhitler ve kolejli muhafazakarlar …
Ah derdim! Kaç cumada yalnız kaldın, kaç kavgada
Yürek faturası çıkarıyor zamane dervişleri
“Bir gün gelecek” avuntusuna tütünden narkoz
Fişlenmemiş adamlar aranıyor, meydanlar sırtlan
Kurtarıcı fikrin kapısında kitaplar dolusu moloz
Bir hilal uğruna kaç isim kalır, kaç arslan…
Kayıt Tarihi : 14.6.2023 11:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!