Tam alışmışken yokluğuna, yıllar sonra kokun geldi yüzüme değen rüzgârla. Yürüdüm, görmezden geldim zamanın üzerindeki izlerini. Anılarımı sildim kaşla göz arasında. Hani olur ya, karşıma çıkıverirsin bir an ve sorarsın bana eskiye dair bir yara izini. Kaçtım işte!
Hem kaçtım senden, hem de anılarını kovaladım koşar adım. Ne garip bir çelişki insanın maziyi özleyerek kaçması?
“Hani” dedim içimden, “hani bir merhem bıraksaydı bari giderken”.
Sen gittin ve ben kaçtım zamandan…
“Korkakların işidir, kaçmak” derdin. Öyle ya!
Ah, Günebakan! zamandan bezmiş,
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,
Devamını Oku
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,



