belki de hayat dilimizden düşmeyen bir yoksunluk şarkısıdır
belki de gizemli sandığımız her şey
en çok içimizde çöreklenen
sözcüklerde saklıdır
yaşamla ölüm arası
ince bir tülün nervürlerinde gizlenen güneş
ışığıdır umut
nedense
bazen karamsarlık bazen de umutsuzluk ağır basar
zamanı uyutma çabalarıma rağmen dörtnala koşar
sırtımdaki ağır yükler
korku ölüm endişe kaygı vesvese gibi
olumsuzluklara direnmekten
vazgeçerim
kitlerim ellerimi dizlerimde
suskunlukla beraber geçmez zaman
sessiz bir ormana döner her yer çıt çıkmaz etrafımda
her şeyin bolluğunda yokluk misali
yalnız bir dağbaşı gibi dikilirim bozkırın ortasında
bazen de fırtınaları körükleyen rüzgârların uğultusunu yırtarak
isyanlar ülkesinden bir gemi gelip alır beni
dalgaların ortasına çekerek yağmurlu bir günde
çakan şimşeklerle alıp götürür uzaklara
en güzel adaya
kumsalda gezinen çıplak ayaklarım su kuşu olur
seke seke zıplayarak sabahın aydınlığına gülen çehreler çizerim
balıklar kadar akışkan mutlu
zamansa zemheri de kapıya yığılan karlar gibi
içime üşüştürür tomurcuk gülleri rengarenk pembe kırmızı sarı turuncu
küllerinden doğan bir anka gibi doğrulurum sevinçle
kırık kemiklerimi toplayarak geçmişten geleceğe
ateşe veririm tüm hüsranlarımı
sonra çocuklaşarak coşarak dönerim
omuzuma ansızın geveze bir saksağan konar
avuçlarımda canlanan küçük kelebekse kıpır kıpır
haykırırım uçurum tepelerinden
tüm dünya'ya kuşlara
ve kelebeklere
-siz yaktınız derim bu ateşi siz
-siz tutuşturdunuz bu kıvılcımı siz
-siz kanatlandırdınız bu ruhu siz
-siz yaktınız bu kalbin ışığını
.........
ben de öyleyse
ant olsun yemin olsun ki
içimdeki çocuğun yaşama sevincine ve neşesine cesaretine
karşılık
yeniden doğuşumu tüm insanlıkla ve omuzumdaki geveze saksağanla
en içtenlikle paylaşırım
-söz
.........................
1505202511:04
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 17.5.2025 00:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!