Yeminler olsun,Paylaşmayacağım artık hiç bir şeyi.Ve almıyacağım kimseden hiç bir şey.Zulum olmuştu paylaşmak artık benim için.Kendilerine ait olmayanları,nasıl da sahipleniyordu insanlar,Sonra da Güya bu paylaşımın ardında insanları sevmek yatıyordu.
Hiç bir şey onların değildi,Durumları eve giren hırsızın Ev sahibinle evi paylaşma lütfuna benziyordu.
Aramayacağım artık,çok küçükken terk ettiğim ailemi.Canım Annem kızma bana,asiyim hepsi bu kadar.
Evlenmek mi? Artık değişti bu konudaki fikrim.Evlilik deyince,sahiplenme duygusunun bir insanla tatmin edilmesi geliyor aklıma.
Artık ben hiç bir şeye sahip değilim.Ve hiçbir şey de sahiplenmesin beni istemiyorum..
Neydi aradığım bunca yıl?
Gerçek,yalnızca gerçek.
Okuduğum bir kitapta şöyle yazıyordu:'Gerçek aramakla bulunmaz,Ama her arayana verilir'
Ümitlenmiştim bu sözden,hayat bana çok sırrını öğretti yaşadığım yıllar boyunca,sevgi evet sevgi varoluşun tek sırrıydı.
O günden sonra bir başka bakıyordum hayata.
Boş ver be İsmail,'Güzelliğin güzel yüzünde güzelliği yaratan,Elbette o güzelliğe aşık olanı da yaratmıştır.
Ve yaklaşık 5 Yıl sonra,20 yaşlarında hamfendi bir kız çıkar karşıma.
_ Merhaba benim adım ismail,
_memnun oldum Nuran ben,
Taaa ilk tanışıklıktan beri aklımı kurcalayan tatlı bir soru oldu nuran,Ve düşünmeye başladım içimi yakan olaylardan sonra.
Şaşırdım bir an,gerçeği arayan birisine Nuran gibi bir serabın gönderilmesi doğal gelmedi bana.
Ben böyle düşünürken o zaten bende değildi.O da aşk arıyordu.Beni hiç sallamıyordu bile.Ama biliyordum,gözü yaşlı bir şekilde yazıklar olsun haykırışları ile yine gerçeği arayacaktı.Bunu o zaman adım gibi biliyordum.Doğmuştu içime işte.
Akla hayale gelmeyen,bazı şeyler yaşanırken,ben sessiz bir şekilde dönmesini bekliyordum serabımın.
Tarihi tam olarak hatırlamıyorum..E-postalarımı kontrol ederken,'Merhaba güzel insan,özledim seni bana ulaşır mısın' cümlesinin yanına cep telefonuf numarasını sıkıştırmıştı.
Ve aman Allahım,inanmıyorum! Bu cümle Nuran'nın imzasını taşıyordu.
Ellerimi kaldırdım semaya,Yarabbi Sana hamd olsun dedim..
Ve biraz daha zaman geçmişti.Güllerim açıyordu Nuranda,bir tek dokunuş bilhe yetmişti hüzünlü güllerimin hüzünlerini dağıtmaya(ağlayacaklarından habersiz bir şekilde)
Ve şimdi özel olarak düşünmüyorum hiç bir insan üzerinde,Evet biliyorum çok garipleşeceğim
Ve şimdi şu topluma bakar mısın? Gördüğün birçok insan ve sen maskelerimizle yaşıyoruz.Maskeli bir balo hem de..Zamana,kişilere ve olaylara göre değişen maskelerin kullanıldığı bir balo...
Anlamlı gelmiyor bana yürekten sevmek artık.Ama yine de anlam veremediğim gibi yine de seviyorum.
Artık insanlardan hiçbir şey almamayı yeğiliyorum.Buna rağmen her şeyimi vermeye razıyım onlara.Evet,insanların sevgisini de reddediyorum.Bu anın sahte sevgileri insanın kalbini yaralamak için seçilen en tehlikeli yol oldu artık.Doğru,insan sevilmeden yaşayamaz,ama aslında sanıldığının aksine sevilerek değil severek yaşar insan.
Sevmek bir insanı kendi içinde hissetmendir,Sevilmek ise kendini bir insanın içinde hissetmen.
Bak ne güzel söylemiş şair:
'Donuk sevgiler çağındayız
Sıcak sevgiler cehennemde yanıyor
Sevgi...
Yaşanmayacak kadar güzel,
Farkedilmeyecek kadar sade
Duyulmayacak kadar doğaldır.
Biliyor musun Nuran,bir çoçuğa verileek en değerli besin şefkat ve cesarettir.Bunlar öyle hassas bir dengeye sahiptir ki,denge bozuldu mu işte sevmesini beceremeyen insanları görürsün karşında.
Bu insanlar,küçücük bir dünya kurmak ister kendilerine.Güçsüzdür bu insanlar kolayca kırılırlar,Dünya çok acımasızdır böylelerine göre.Kendilerini sevecek birilerini ararlar hep,O kadar yoğunlaşırlar ki,bazen şiddetli bir arzuyla birine doğru akmak isterler.Cesurca sevemezler,cesareti öğrenememiştir bu insanlar.
Öte yandan,cesur insanlar dünyayı bile devirebilirler,ama basit bir sevgi oyunuyla kolayca yıkılıverirler.Dünyayı titretecek cesareti taşıyan bu insanlar kalplerine dokunan bir parmakla diz üstü çöküverirler.Ve şu sözleri duyar gibi olursun onlardan:
Dağ düştü üzerimize,Yıkılmadık ama,insan değdi tenimize,Acısı yaktı bizi.
Cesaret onları o kadar sertleştirmiştir ki,Sevdikleri insanı kolları ile kalpleri arasında neredeyse öldürürler.Oysa bana şefkat de öğretilmedi sevgi de.İnsanların nefretinden sevgiyi,ihanetlerinden sadakati,korkularından cesareti öğrendim.
Evet insanlar gerçekten bu kadar acımasız,Ve gerçekten seven insan çok az.
Bırak sevgilerini,gülmeleri bile doğal değil onların,Senin için değil kendileri için severler,o kadar iyi o kadar güzel ve o kadar severler ki hayran kalmamak elde değil biliyor musun?
Sevgi ve ihaneti sanatsal bir uyarlama ile o kadar güzel sahneye koyarlar ki,öleceğini bile bile seyredersin oyunu.Mükemmel bir katildir onlar.Seve seve öldürürler seni.Dudaklarından sevgi sözcükleri yükselir.Yapacağın tek şey:Gözlerini kapatıp sevgi atmosferi içinde sevgi sözcüklerinin sağanak yağmurları altında ölümünü beklemendir anlıyor musun?
Evet,ben sevilmekten korkuyorum artık.Neden mi? Ben her insanı kalbime misafir edebilirim,sevebilirim yani.Kalbimden eminim çünkü.Sevdiğim insanı rahatsız edecek hiç bir şey yok kalbimde.Ama kimsenin kalbine girmek istemiyorum artık,Çünkü bilmiyorum nelerle karşılacağımı,bilmiyorum hangi tuzaklar bekliyor beni,Ve bilmiyorum Sen bunlardan haberdar mısın?
Evet sevgili,bitir artık oyunu,Kendini tanı.Kaçma yalnızlıktan.Yalnız kalarak tanıyacaksın kendini.Bir düşünsene,doğarken de yalnızdın ölürken de yalnız olacaksın.O zaman yaşarken yalnız kalmaktan niye kaçıyorsun.
Yalnızlıkta ne bulabilir insan sıkıntı ve boşluktan başka diye düşünüyor olabilirsin...
Bak sevgili,Kendini gerçekten tanıyabilseydin,uzaydaki derinliklerden daha derin bir uzay olduğunu görebilirdin.Bizler ruhumuzu öldürüyor sonra da geçip başına ağıt yakıyoruz.Benliğinde ki zenginliği fark etseydin dünyada ikinci bir insan aramazdın biliyor musun?
Anlamadın değil mi?
Dünyada tek bir kişi var aslında,o bir tek kişinin içinde 5 milyar insan,
Evet,benliğin bu kadar kalabalık,benliğin tüm varlığının merkezidir.Tüm acılar ve sevinçler yüreğindedir senin.Ölenleri yüreğine gömdüğün gibi,doğacak çoçuğun kalbi de senin için de atar.Hem acıyı hem hem sevinci yaşarsın iç içe yanyana.Hatta o kadar acı çekersin ki acılar acı olmaktan çıkar
Çok karışık değil mi? Belki haklısın bu konuda.Bazı insanlar başlı başına bir paradokstur.Düşünceleri de öyle.İnsanlar çelişik düşünmeye alışık değiller bu yüzden anlaşılmıyoruz zaten.Ve şunu da unutma;
Yüreğin ölmüş olabilir,
Hiçbir yürek sevgiyle dirilmeyecek kadar ölmüş değildir.Yeter ki sev...
İsmail Demirci (4 Ocak 2005)
Kayıt Tarihi : 8.8.2005 08:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!