Yine yemin etmişsin…
Yine "yanlış anladın" demişsin.
Oysa ben defalarca kez senin sustuğun yerde bile seni anlamaya çalışmadım mı?
Senin en küçük cümleni bile didik didik edip ‘acaba içinde kırıklık mı var?’ diye kendimi yiyip bitirmedim mi?
Ben yanlış anladıysam bile, sen hiç mi anlatmayı denemedin?
Sustum, dinledim, hatta bazen senin bile kendine söyleyemediğini anladım.
Ben boşu boşuna dil dökmekten yoruldum en iyisi boşver beni...
Hep söyledim bir kez daha söylüyorum senin bana olan duyguların sahici bir sevmek değil, sevmek Gmailden Google arama motoruna duygularını yazıp mesaja karşılık vermek değil sevmek bir şiir uygulamasını mesaj aracı olarak kullanmak değil sevmek iki kadın arasında kalmak değil sevmek karşındaki kadın dolu ise seninle paylaştığı bir durumu "kapat konuyu"demek değil sevmek ben iki kişiyi seviyorum demek hiç değil şuan neredeysen orayı evin bilmişsin kimle yatıp kimle kalkıyorsan yerini orda kurmuşsun, sen sadece beni sevdiğini zanettin kendini ben seni seviyorum diye kandırdın. Ama sevmek bu olamaz.
Lütfen sakın ha bana senin gibi özgür olsaydım şu olsaydı bu olsaydı böyle olurduk deme bir insan isterse herşeyi mümkün de kılar...bende diyebilirdim benle konuşmak isteyenler oldu ben birini tek seviyordum oda seni ve seviyorum da herkesi istemediğim içinde gayette hür irademle redettim istesem evet de diyebilirdim ama ben sadece bir kişiyi severim bin kişiyi değil bu sana olan sevgime ihanetten başka birşey olamaz bana yakışmaz yapamam.
Bazen insan kırıldığını fark etmez hemen… İçinde bir sızı başlar, sonra o sızı büyür, kelimelere dökülür. İşte sana şimdi yazdığım bu mektup da içimde büyüyen sızının kelimelere dökülmüş halidir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!