Sessizliğin kalbinde yankılanan çağrı,
Gelmeyenin sırlarına açılan kapıdır.
Adımların ağırdır, çünkü yürürsün bilinmeze,
Ayağın dokunduğu toprak, zamansız bir muhabbetin kutsal mabedidir.
Bektaşi der ki:
“Erenlerin ermişlerin kerametleri,
Gözle değil, gönülle görünür.
O, sesin ötesinde bir dildir;
Gidenin yoludur, kalan değil.”
Ağaç çağrıldı, cevapsız kaldı ses,
Çünkü varlık, hürdür, gelmek zorunda değildir.
Keramet, gidenin hakkıdır;
Ayağına yürüyen, yolu bizzat yaratandır.
Karanlığın içinde bir ışık doğar,
O ışık ki, yürüyenin yüreğinde yanar,
Suskunluğun derinliğinde çiçek açar,
Ve sen;
Gelmeyene yürüyerek,
Kendi varlığının sırrını örersin,
Kendi kerametinin kudretini keşfedersin.
Muhabbet, yalnızca söz değil,
Adımların sessiz duasıdır;
Ve bu yolda, çağrının ötesinde,
Gerçek olan sadece yürüyenlerin gizli ayak izleridir.
Kayıt Tarihi : 26.7.2025 07:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!