Geliyor beklenen, anlatılan,
Asırlarca hasretle anılan.
Gecelerin bağrında gizli bir nûr,
Yankılanıyor semâda ezelî bir huzur.
Bütün insanlığın rehberi,
Ümmetin peygamberi.
Alınınca doğum haberi,
Sevinçten semalarda kanat çırptı,
Mekke'nin mesut kuşları.
Kâbe'nin duvarlarında yankılandı ezel,
Zemzemin dudaklarında bir şükür yükseldi.
Suskun sular dile geldi o gece,
Ve yeryüzü secdeye vardı.
Gözlerini açtı bir yetim,
Sahranın sessizliğinde bir rüzgâr esti.
Ne bir tahtı vardı ne de tacı,
Ama gökler ona biat etti.
Yüzü ak, pür nur,
Huzur dolu bakışları,
Mest etti dünyayı.
Lâl oldu putlar,
Zulme gömüldü karanlıklar.
Hira’nın sessizliğinde doğan bir nida,
Kudretin yankısı: "Oku!"
Cibril'in sesiyle titredi dünya,
Ve kalem, kaderi yazmaya koyuldu.
Söz oldu, kelâm oldu,
Yetimin gözlerine umut doğdu.
Mazlumun dilinde dua,
Sahranın kumları altın kesildi.
Ama kolay olmadı,
Taşlandı yolları, kanla yıkandı,
Aç kaldı, susuz kaldı,
Yine de şefkatten ödün vermedi.
Bedir’de aslanlar gibi dirildi iman,
Uhud’un yamacında kanla mühürlendi ahit.
Hendek’te kazıldı sabır,
Hudeybiye’de barışla sınandı yürekler.
Ve bir sabah, Mekke kapılarında,
Sessizce eğildi başlar önünde.
Oysa ne kılıçla yürüdü ne de kibirle,
Affın mührü vuruldu toprağa.
Gökler onunla tanıdı merhameti,
Gül açtı kuru dallardan,
Mazlumun gözlerinden düştü bir damla secdeye.
Yetimin başı okşandı,
Ve yeryüzü bir daha görmedi,
Onun gibi merhametle yürüyeni.
Zaman onun adını taşır dillerde,
Ayak izleri kalmasa da toprakta,
O, göğsümüzde bir mühürdür artık.
Ve insanlık onunla dirildi yeniden…
Zer Duhi
Kayıt Tarihi : 3.6.2025 23:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!