Gelincik Şiiri - Muhtar Gazi Topal

GELİNCİK

Gelinciğin destanıdır bu
Gelincik canın
Dağlarda yaban
Hür ve mağrur
Benekleri ateş topu
Aşkı cehennem koru
Gözleri yürek delen
Sevdayı çöl eden
Kutuplar eriten
Mecnunla ferhatı dirilten
Keremi külleriyle getirten
Yusufa evren veren
Anında kalbe inen
Dişleri kenetleyen
Nefesler kesen
Mağrur bir gelincik destanıdır
Gelincik canın destanı

İndiği ovalarda
Doğaya çoban
Yabaniye kızan
Bazen deliren
Bazen uysal süzen
Gözyaşlarını saklayan
Sevdasını sayıklayan
İsyan etse de boyun eğen
Canını alana can diyen
Gelinciğin destanıdır bu
Can gelinciğin destanı

Akarsular boyu çağlayan
Başak da bereket
Duruşu hayaret
Dikenler arasında
Harikalar timsali
Gecenin aya
Yıldızın hilale özlemi
Gelinciğin destanıdır bu
Can gelinciğin destanı

Elmasla yakutu
Birbirine düşüren
İnciye değer kaybettiren
Gümüşü susturan
Altına hadi be dedirten
Çeliği büken
Demiri toprak eden
Değerine paha biçilmeyen
Her gramı bir dünya
Her duruşu bir hülya
Düşlerdeki rüya
Gelinciğin destanıdır bu
Can gelinciğin destanı

Aşığa ilham veren
Has bahçelerde delirten
Bakışlarda ezdiren
Yüzünde güldüren
Merhameti yeryüzünde
Ve kalbinde sürdüren
Ummanlarda solup
Deryalarda açan
Derya gelinciğin destanı bu
Can gelinciğin destanı

Fırtınadır dalgada
Dalgalarda kimsesiz sal
Kırar salını
Kırar dalını
Tutunmaz ellere
Kanmaz dillere
Bağlanmaz
Her bülbülüm diyene
Dokundurmaz özüne
Kendi yapar balını
Acısıyla beraber
Gizemli peteğinde
Tadılmaz tattırmaz
Gelinciğin destanı bu
Can gelinciğin destanı

Yaşadıkça nefes aldıkça
Dizelerce sürecek
yazanı
Dillere destan edecek
Gelincik destanı bu
Candaki gelinciğin destanı

09/06/2010
Muhtar Gazi TOPAL
MALATYA