Kuru bir rüzgarın kollarında büyüyen bir böcek,
Çözümü yaşatmaya açan kapının ardındaki noktayım.
Noksan bir hayata karşı duruşun savaşını veren
Halktan çıkmış bir okumanın doruğa özlemindeyim.
Her katılanı almayan bünyem zayıf düşer zalim mekanda.
Bazen metal bir munar akar uğrak olmayan yamaçlara
Kızıl bir gülüş ürkütücü dişliler eker matlığın ayazında.
Gel ki bütün zaaflar kuvvetli bir soluğa bürünsün
Durmadan tümsekler yığan ellerim dinlensin titreyerek
Sabahın ateşi bulansın titreyen turuncu balıklara.
Kim katılmaz ki bu rüyaya sorusuydu gözlerim.
Beraberliği çeken bir halatın en ucundadır sözlerim.
Bütün gölgeleri yutan gövdenin güneşe uzanan dalından
Çelimsiz bir gövdeyi sarsamayan zalim atışlar kadar
Namlunun ucunda kelimeler görüyorum tırpanlanan toprakta.
Bazen tanıklığına delikler bastıran sokaklar sarar etrafı.
Çocukça bir saflığın telleri kopacak kadardır tenhada.
Gel ki muhtelif bağlarda gürleşsin dağınık ezgiler
Gel ki kesintisiz yorulan bünyem dayansın o yetik sancılara
Gel ki bir gıdım lerze olalım sabahın çam kokusunda
(31.03.2020)
İnan KarataşKayıt Tarihi : 9.6.2020 23:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!