Geçiyor Zaman Şiiri - Feridun Benden

Bir kuş düşünür bu bahçelerde,
Altın tüyü sonbahâra uygun.. *

1
Bahçe,
yeni doğmuş güneş,
gecenin çiğleri
göz kırpıyor otlardan...

telaşsız, kımıl kımıl
semizotu yaprağı üzerinde
dönüşüyorken yeşile
süleyman kuşunun
kahvaltısı...

renkli bir kertenkele.
nohut fideleri
arasından
bakıyor kaygılı,
çatal dili dışarda
avlıyor uçan sineği...

kış soğanları,
başları fırlamış
bokböcekli topraktan
doğmak üzere tosuncuklar...

karınıcalar karıkları
yol yapmış,
askeri düzen içinde
yürüyor...

kız memesi
iriliğinde karpuzlar,
duyulmuyor küdürdemeleri,
yirmi günleri
var daha rakıma
eşlikleri için...

okşanası
sarı mısır püskülleri
sevgilinin saçları...

patlıcan, biber, domatesler
çiçeğe durmuş,
çiziyor yazortasını...

ayşekadınlar,
asılı kalmışlar
dallarında intihara yakın...

maydanoz, nane, dereotu
ayartıcı kokularıyla
sarmış ortalığı...

ayrık otuyum
buradaki yaşamın...

2
çökmek üzere
dışkapısı oymalı
ahşap kulübe,
kızgın güneş
altında eriyor
yavaş yavaş...

köşede,
serili gelinlik
yer yatağı
ihtiyar kadının
gençlik anıları...

çeyizinden kalmış,
çiçekli, el işlemeli
yatak örtüleri,
sert bir yastık
keten kılıf içinde
ve kalın battaniye
dünya harbinden
hediye...

ev kadar eski
tahta masa, sandalye,
yazlık sinemaları ansıtan,
çanak çömlek çoğu toprak
vs...

sedirde
göğsü üzerinde
uyuyor ud...

notalar şarkılarıyla
ağaçların gölgeliklerinde
yatan büyükbaşların
buğulu seslerine
ediyor eşlik...

(elektrik yok, ona bağlı tüm hayatı karıştırıcı ve kışkırtıcı kolaylıklar da öyle...)

tulumbayla basılan
kuyu suyu,
ister duş yap
ya da yıkan...

elinde ibrik, ayak yolu...

gece
mutlak sessizlik...

3
sonunda kitaplar geldi...

Heidegger, Deluze Althusser
ve ötekiler!

(meşe kirişe asılı lüksün hışırtılı sesi, titrek aydınlıği, çamur sıvalı duvarların nişlerinde bıraktığı garip şekiller...)

dolaştım boş gözlerle
kapak resimlerini,
okudum ahpapçavuş
ilişkilerini...

sevinç aradım içimde...

sayfaları açıp kapamak
öldürmek mi zamanı?
düşündüm bir süre...

dokunmayacağım sözcüklere...

suskunluk...

paragrafların yabanıl
sessizliği, kötü tercüme,
derin felsefe!
geçmiş-gelecek-şimdinin
söylemi;
varlık, zaman ve yokluk!
bir bilmece...

Tercihim Mersault,
can sıkkınlığı
ve tek düze çalan
kavalın melodisiyle
arabı katleden adam...

felsefe hocası Mathieu
daha cazib olabilir belki!

4
(sabahın ilk ışıkları öğretiyor tüm bunları, dün gördüğüm orman kurbağası biraz ilerde köklenmiş kayınağacının dibinde yatıyor, ölü!)

günler geçiyor
geçmişin, geleceğin
ve şimdinin gülüşüyle...

unuttuğum mevsimin
duymak sevdasını
dalıp dalgalara
uzaklara ayrılmak
bir süreliğine...

ama hayat
sürüyor yine...

* Ahmet Haşim