Gizemli bir geceye vuruldum ben,
Gündüzümden habersizdi gecem...
Ve yine ben sensizim,
Ve yine ben çeresiz.!
Hani hiç beklenmedik bir anda
Asude bir gecenin boşluğunda
Ölmek İsteriz ya bazen,
O an ecel bile teğet geçer ömrümüze,
Arını yitirmiş bir kahpe tebessümüyle
İğreti bir sevişmeye hazır
topukları çatlak bir fahişe,
Da vincinin kavak panelinde
Mona Lisa zannederken kendini
Kolpa bir kumarbazın
hep yeke bastığı servet gibi
Anlamını yitirmiş bir ikilemde
Narsist bir demagojiyle
zikredilirken dostluk ,
Tanrı katında kutsanan bir gecenin
renksiz tuvaline dokunuyordu,
Sevdalı bir şairin hünerli elleri...
Azize bir rahibenin
ılık nefesi resmediyordu aşkı
Ayasofya’nın taş duvarlarında.
Sırlı notaların
ilahi senfonisi yükselirken arş'a
Kırık kemanın titreyen tellerinde
Arşesi inliyordu üstadın
Talihin elinde oyuncak oldum dercesine.
Gece gözlü dilberin
Sevdaya hasret gönlüne
Şiirler serpiyorken o deli şair
Nabzını tutmuştu Asuman gecenin
Aşkın ahengi ürkecek diye.!
Şarkılara soruyordu kadın
Gönlümün efendisi nerde
Ne zaman gelecek diye.!!
Oysa aşk ,
Çoktan tebessüm etmişti geceye...
Yazar Şair : Ali Murat (Murat Demirel)
Kayıt Tarihi : 30.6.2023 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul’da bir anlık ilhamla kaleme aldığım bir şiir

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!