Gökyüzü gülümsüyor,
Mevsim bahar
Üstelik günlerden pazar!
İstanbul bir düğün telaşında
Başında kavak yelleri,
Aşk sarhoşu Boğaz.
Kapanıp karanlığa kapılar kırılırken yıldız,
Yalnızlığın ücra bir köşesinde yapayalnız.
Yaşarken ıraklarda sürgünler gibi ıssız,
Aranmamak ne zor, ne zor şey!
Yanlış yazılmış adreslerle postacılar,
- Zümrüdüanka-
Mevsim ilkbahardı gönül takviminde,
Ömrümün hazanına gül-fidan oldun.
Çiçekler açmazmış vaktin ahirinde,
Solan gönül bahçeme gülistan oldun.
İstanbul düğümleniyor boğazımda;
Kilyos açıklarında
Hasret yüklü gemiler,
Boğazı gözlerken
Sıra sıra, uslu uslu
Karadeniz ağlıyor gözlerimde;
Kuşlar uçardı Kafdağı'ndan:
Kanat çırpardı hülyalarıma.
Saadetler ektiğinde dünyama,
Misk-i anber taşardı odamdan.
Kuşlar uçardı Kafdağı'ndan:
Gökyüzü masmavi
Güneş ışıl ışıl.
Hayata gülümsemekte güller,
Havayı çıldırtmakta sümbüller.
Deniz durgun mu durgun
Sahil cıvıl cıvıl
Bugün beni bir lahza yalnız bırakmadın;
'Hep beni, yalnız beni yaz ' diyorsun.
Zihnimi kuşattın, parmaklarımı aldın,
'Bensiz yaşayamazsın, yaşayamaz' diyorsun.
Bilmem kaçıncı defadır gecelerle dostluğum,
Bir buzdağı soğukluğu, bir hakikat,
Onulmaz azap, bitmez mücazat,
Yaşatan ölüm, öldüren safahat,
Kutuplardan esen rüzgâr sensizliğin şiiri.
Çölleri çıldırtan pervasız cehennem,
Seraplar gerçekliğinde bir damla nem,
SEN YÜRÜRKEN
HORONLAR TEPMEKTE SOL YANIM
Sen yürürken,
Zarafet arz-ı endam etmekte
Bir servinin salınışında.
Korkusuzca çekmiş kılıcını Sinop,
Meydan okumakta avaz avaz
Karadeniz adlı kara şövalyeye.
Köpük köpük kabarmakta denizler



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!