– Gız, sabah balkona çıktım, havada kokmuş yoğurt sesi vardı.
– Ule herifim, o ses değil rüyaydı. Dünkü ayran seni rüyaya soktu hoyu.
– Gız, rüyada sen yorgan giymişsin, kaşıkla bana bakıyorsun.
– Ule herif, o yorgan değil, ben çarşaf gibi açıldım sana.
– Gız, sen açıldıkça benim aklım daralıyor.
– Ule herif, darlık değil senin beyin tavana vuruyor galiba.
– Gız, tavana vurunca kolon alarm verdi; seni evden tahliye etmek istedim
. – Ule herif, ben yangın değilim ki çıkış kapısına koşayım.
– Gız, çıkış kapısında ayakkabın ağlıyor.
– Ule herif, ayakkabı değil o benim geçen seneki pişmanlığım.
– Gız, pişmanlıkla yürüyemezsin; dizlerin geri vites takıyor.
– Ule herif, vites takmam ama içimdeki motor ısındı hoyu.
– Gız, motora su döktüm; sen kaynadın, ben haşlandım.
– Ule herif, haşlamakla olmaz
—Beni ancak kelimeyle kavurursun.
– Gız, kelimeyi kavurdum ama anlamı kaçtı.
– Ule herif, kaçan anlamı yorganın altına sakladım.
– Gız, yorganı kaldırdım altından sabah ezanı çıktı.
– Ule herif, ezan değil o benim uykusuzluğumun alarmıydı.
– Gız, uykusuzlukla konuşma yazılmaz, diyalog kabarır.
– Ule herif, kabarmayla roman yazılır, devretmeye hazır ol hoyu.
[– Ule herif, ezan değil—o benim uykusuzluğumun alarmıydı.
– Gız, uykusuzlukla konuşma yazılmaz, diyalog kabarır.
– Ule herif, kabarmayla roman yazılır, devretmeye hazır ol hoyu.
– Gız, sen konuşurken sesin dilimin iç yanına yapışıyor, orada tatlı bir yanık bırakıyor.
– Ule herif, o yanık değil benim geceye fısıldadığım ıslak hece.
– Gız, hecen göbeğimin hemen altında titreşti, içimdeki sessizliğe ritim verdi.
– Ule herif, o ritim değil iç dudaklarımdan dökülen kıvımın yankısı.
– Gız, sen her kıpırdadığında içimde bir sözcük kabarıyor ama yazacak yer bulamıyor.
– Ule herif, yazmak isteme, sadece oku beni, harf harf, nefes nefes.
– Gız, nefesin diz kapağıma çarpınca kasığım kıvım kıvım çözülüyor.
– Ule herif, o çözülme değil dilin ucundaki kıvımın içime sızmasıdır.
– Gız, içindeki karanlıkta bir lamba yaktım ama ışığı değil buharı sardı beni.
– Ule herif, o buhar değil içimden yükselen kelimenin teridir.
– Gız, sen susunca bile sesin kalıyor, göbek çizgimde nabız gibi atıyor.
– Ule herif, atış değil o benim sana göndermediğim ama bedenime yazdığım mektuptur.
– Gız, o mektubu parmak uçlarımla okudum, her satırı içime sızdı.
– Ule herif, sızma değil—benim dilaltımdan çıkan sırrımdır.
[– Gız, senin sırrın kaburgamın altına taşındı, orada kıvranıyor.
– Ule herif, o kıvranış değil benim içimden geçen gölgeyle senin kaleminin sevişmesidir.
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 12:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!