Pembe puantiyeli elbisesi ve elinde tek kolu kırık bebeği ile,
Minik adımlarla yürümekteydi sevgi yumağı...
Gezegeninde dönen kötülüklere, şemsiyesini açmıştı sanki..
Garsonun, gazoz kapağını açışındaki sesin etkisi,
Kocaman olan kara gözlerinin büyüme sebebiydi.
Hayat onun, at kuyruğu yaptığı lüle saçlarına noktayı koymuştu.
Virgüller sadece,
Horoz şekeri, pamuk şekeri ve elma şekerinde gizliydi.
Gazozu soluksuz diklediğinde,
Çocuk olmanın zevkine vardı.
Büyümek istemiyordu...
Keşke, büyümek yerine zaman tünelinde çocuk kalsaydı!
Büyüyenlerin ardından, yitip gidiyordu masumiyet,
Dünyayı kirleten büyükler,
Çamurla oynamayı çok mu seviyordu acaba?
Oysa büyüklerin hayalleri yalnızca parıltılı bir kisveydi…
İnsanlar, ucuz önyargılara satılmıştı.
Masum çocukluğuna sarılıp, masum kalmak istiyordu.
Avucumun içindeydi; içindeki çocuk.
Sıcacık ve doğal.
Tüm kirlenmişlikten uzakdı.
Koca koca adamların,
Süslü yalanları, yalandan bozma hikayeleri vardı.
Yanık ve yaralı yürekleri,
Sessiz harflerle konuşmaları, bekletmeleri ve dönmeyişleri vardı.
Aşk acıları, ihanetleri ve terk edişleri vardı..
Hayır! hayır!
Büyümek istemiyordu.
Sımsıkı sarıldı çocukluğuna.
Dünyayı, tüm kirlenmişliğiyle bıraktı büyüklere.
Yasemin Çalışkur
25/02/2012
Kayıt Tarihi : 15.3.2012 17:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dünyayı kirleten büyükler,
Çamurla oynamayı çok mu seviyordu acaba? çok güzel.yüreğine sağlık
ne mutlu ona bırakabildiyse dünyayı tüm kirlenmişliğiyle bizlere :(
duygu yüklü aynı zamanda
doyurucu oldukca hoş
anlatımlı
yüreğine sağlık
şiir çalışmalarınızda
başarlar diler
TÜM YORUMLAR (7)