Başarının, baş ağrısı olduğu yıllardı
Garson olmak için neredeyse
Kuş olup uçacaktım
Mesleğinizden aldığım hayat dersini
Şayet almasaydım garsonlar
Hiç okumayacaktım…
Sizin işinizden öğrendim ben
Dünyanın kaç bucak olduğunu
Yani garsonluktan öğrendim
Yarınları öldüren en büyük katillerin
Haylaz zamanlar olduğunu
Hayat neymiş, kimi, niçin, nerede
Develerin gevdiği birer el bezi gibi
Ezdikçe ezermiş...
Sizden öğrendim ben garsonlar
Elin ekmeği ne kadar kanlı imiş!
Silen yer, silemeyen yiyemezmiş
Sizden öğrendim ben garsonlar
Sabah saat dört beşte kalkmayı
Çiğli fecirlerde mahmurluğun
Nahoşluk kokan kekremsi tadıyla
Moraller bozuk, gözler uykusuz
Savrula savrula yollara koyulmayı
Ağustos ortasında ocak yakmayı
Marka toplamayı, bardak yıkamayı
Sizden öğrendim ben garsonlar
Sizden öğrendim...
Sizden öğrendim ben, sıra sıra
Dükkân dükkân dolaşmayı
Zar atan ustalara, eli kirli kalfalara
Hiç tanımadığım insanlara
Su, soda, ayran, çay dağıtmayı
Ve bütün bunların ardından da
Cıpcılız zonklayan ayaklarla
Bin metre ötedeki tamirci çocuğa
Bir şişe soğuk gazoz bırakmayı
Sizden öğrendim ben garsonlar
Sizden öğrendim...
Bilen var mı, bütün bunlar ne demek
Emek ne demek, sömürülmek ne demek
Horlanmak, azarlanmak
Sadece insanların canı çay çektiğinde
Önemli adam olmak ne demek
Kan ter içinde çalışmak
Kelebeklerce uçuşmak
Koşmak… Koşuşturmak…
Bir ayın ardından da beş para alamamak
Kahpece aldatılmak ne demek...
Nedir bunlar, nasıldır, ne anlama gelir
Var mı hiç bilen?
Hayatın, idam kadar acımasız olduğunu
Garsonların ellerinden düşmeyen
Üç askılı çay tepsisinden öğrendim ben
Mesut Özünlü
Kayıt Tarihi : 24.1.2010 02:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
* Şair bu şiiri, bir gün işyerinde kendisine çay getiren garsonun “Hocam bugün çok yoruldum, ayaklarım şişti” demesi üzerine kaleme almıştır. Dahası bu sözleri işitince, ortaokul 2'de sınıfta kaldığı yıllara doğru dalıp gitmiş; 1979 yılı yaz mevsimi boyunca Nazilli'nin Sanayi Çarşısı'nda garson olarak çalıştığı, ardından beş kuruş dahi para alamadığı, nihayet kendi kendine "Seni ancak okumak kurtarır" diyerek kaleme ve kitaba sarıldığı günleri hatırlamış ve bu zaman dilimini resmetmeye çalışmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!