Her insanı sevmeyebilirsiniz; zorla değil ya!... Bazıları size itici gelebilir, bazılarının yaşam tarzı size uymayabilir. Ama bizim köyden hiç kimsenin "Ben Garip Hasan’ı sevmiyordum” diyebileceğini sanmıyorum. Kendine göre bir sempatikliği vardı, güleryüzlüydü. Her kapı ona açıktı. Benden 10-15 yaş büyüktü galiba. “S”leri “Ş” gibi söylerdi. Babam rahmetliye “Mıştık Dayı” diye seslenerek gelişini dün gibi hatırlarım.
Biçer şoförlüğü yapardı önceleri. Sonra İstanbul’a taşındı. Ondan sonra da bir daha görmedim. Geçen yıl vefat edince duydum. Anılarıyla bir yaprak daha düştü gitti işte.
Sene 1977 veya 78. Ben Lisede okuyorum o zaman. Amcamın oğlu Emrullah'ın düğünü. Kaldırım Arkı’ndan köye kadar koşu düzenlendi. Ödül de bir horoz. 15-20 kişiyle birlikte ben de katıldım. Nori’nin Bağı'nın oraya geldik, ben birinci durumdayım. Bu arkamdan yetişti “Hem düğün sahibi olacaksın, hem de horozu alacaksın öylemi” diyerek kolumdan geriye doğru itekledi ve yarışı O kazandı. Sonra komik komik anlattı, hepimiz gülüştük. O horoz gençlerle birlikte yenildi elbette.
Sarhoş saatleri …
Üzerime bulutlar çökmüş.
Bütün ışıklar sönmüş.
Ve güneşim çoktan bana küsmüş.
Ben yağmur yağıyorum …
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta