Bir Garip Adam
Dertli dertli inler gönül ah bu gönül
Sızlasan sızlamasan kim sorar gayrı seni
Yaş gitti seksene doğru hanım bile osandı
Vicdanım ve merhametim engel oldu off! 
Sormayın halimi yarenler gönül hun oldu
Kimseler anlayamaz zaman geçti kül oldu
Dertlendim çok kereler hastalık engel oldu
Şerler def oldu hayırlar feth oldu çok şükür
Yalnız kaldım çok kereler hatun sıvıştı gitti
Yaş kemale erdi sermaye kalmadı ömür bitti
Kalbim tekliyor gücüm yetmiyor uyku tutmuyor
Anlatıyorsun ama seni anlayamıyor inadına
Çook kereler dedim ama yok anlayamıyor 
Benim halimi kavrayamıyor bilgi kültür yok
Şimdi viyak viyak demenin hiçbir anlamı yok
Vicdanım merhametimin kurbanı oldum tüh! 
Ömrün bitirmiş virane miyim aklın yitirmiş
                                                Divane miyim…
Aynen öyle! Yarabbi rüzgar senin sel senin.
Baran senin kar senin dere senin dağ senin.
Seni tanımayan kibirli nankör kimin eseri? 
Eziliyor içim arttıkça ızdırabım hüzün dolu.
Uykularım kaçıyor uyuyamıyorum gayrı.
Tatsız tutsuz bir yaşam sorunlarımı kim
Anlayacak…
O gerçekleri yazsan üzülenler çok olur
Üzülen yine sen ol sırlarını gizli tut sus…
Hanımını med etki evin düzeni bozulmasın
Çocuklar anneyi destekler onlar üzülmesin
Dem bu demdir din bu dindir islamı yaşa
Sonunu sağlama al ölüm gelir bir gün başa
İsmini yazarlar mezar’ıyın mermer taşa 
Gelen geçen okur mu bir fatiha bu kardeşe
Selam gönder eyy! Arkadaş ölü bunu duyar.
Hem rasülün hem allah’ın emrine uyar! 
İbretle bak şu kabirler’e benimde evim bura
Çare varmı ölmemeye  seksenlik dedem! 
Hayallarım düşlerim hep gerçek  oldu,
Nihayet  bu zaif haci bekir de öldü tüh be! 
Olsaydı
Anam babam olsaydı! 
Bacım kardeşim olsaydı! 
Güzel komşularım olsaydı,
Vallahi ben köyüme giderdim.
Eşim dosum olsaydı.
Amcam dayım olsaydı 
Teyzem halam olsaydı
Vallahi ben köyüme giderdim
Evim barkım olsaydı,
Atım eşeğimm olsaydı,
İneğim öküzüm olsaydı
Vallahi ben köyüme giderdim.
Tarlam tümüm olsaydı.
Çayırım ekinim olsaydı.
Koyunum kuzum olsaydı.
Vallahi ben köyüme giderdim.
Ağladıkça düşünüpte yazsaydım,
Dağlarımı pınarlarımı gezseydim,
Alçakların oyununu bozsaydım,
Vallahi ben köyüme giderdim,
Yaşadıklarım hep aklıma geliyor! 
Hayallarım düşlerim hep oradan oluyor! 
Güzel kanğal köpeğim soluyor! 
Bunlar olsaydı ben köyüme giderdim,
Köyüm benim için çok önemlidir! 
Anam babam  akran oradan meftundur! 
Açın mezarımı bura yurdumdur! 
Keşke buraya defnedilsem anamın yanına! 
Bu şiirim  ilk şiirimdir köylerde hayvancılık hat safhada dağlar taşlar hayvan dolu kuzular koyunlar küçük baş büyük baş  meralar dolusu dağ taş insan seli herkes işi ilen uğraşıyor kurbetçilik yok aman yarabbi ne kadar güzel bir ortam var evet çok zor şartlar  altında çalışıyorsa da insanlar sanki herkes memnun bu ortamda şimdi birileri kalkmış efedim köylerde hayvancılık bitti diyor ben ona diyorum ki neden bittiğini bilmiyorsa sana yazıklar olsun haydar baş efendi şimdi bu zamanda hayvanın peşinde koşacak bir adam bulabilirmisin kim uğraşacak o zorluklarla  motor çıkmış çalışma kolaylaşmış  herkes teknoloji ile uğraşırke ben gidecem  hayvanın peşinden koşacağım öylemi? Vay senin aklına bu gün o çobanlık yapa
N’insanların  çocukları hep tüççar  haydar efendi  kim giderde sığır çobanı olur hayvanın peşi
N’de koşar onun içinde hayvancılık biter  daha doğrusu köycülük biter zaten bitti işin doğrusu bu yoksa köycülüğü ne tayyip bitirdi nede bir başkası  yorganını alan kaçtı kentlere önce gelenlerin  çokları zengin oldu teks tilden adamlar aldı yürüdü hep iş adamı oldular akpının üzerinden yıkanan  adamlar şimdilerde  aynalı banyolarda yıkanıyorlar  adam giderde hayvan ilen uğraşırmı  karstan hayvan kalmamış diyor haydar efendi ama bunları söylemiyor  hoca ni
Evet ilk şiirim kuzularım! 
Çocukluk anılarım vay o günlerim! 
Çoban döşeklerinin üzerinde oyun oynarım,
Kuzularım gelir kulaklarımı kemirirler! 
Gıdıklarlar beni hop hop  oynarlar! 
Su gölekleriin üzerinde geçip giderler! 
Pınarın gözünü arar tarar bulurlar! 
Maksatları su içmek değil oyun oynarlar! 
Gözleri sürmeli gökçek kuzularım! 
Ne kadar tatlı bir varlık körpe çağları,
Alacası karacası hele de ağları-
Çığ arkasından belli olur koçluk beyleri,
Gözleri sürmeli kulakları küpeli kuzularım,
Nekadar medhetsemde artık güdemem,
Gittikçe tükeniyor çoğaltamıyorum,
Babamda ölünce  ev dağılınca hep bitti,
Gözleri sürmeli ağzının topu kara kuzularım,
Bu araya bir hoyrat sokayım anlarsan,
Sen bunları nereden bileceksin! 
Sen insan kıymetini  nasıl anlayacaksın! 
Sen beni nasıl  yönelteceksin off Of! 
Hep kendi akıllı benim gibi birdaha yok,
Sen nereden benim gibisini bulacaktın,
O- hooo! Taaa! Nerelere geldi de beni,
Beni  begenmiyor çok zor bir durum vallah! 
Vicdan  merhamet acıma hissi nanay! 
Son zamanlardan hep oldu böyle
Gençlik zamanlarımdan sesi çıkmazdı.
Ya şimdi ben çoook gerilerden kaldım,
Seksen kiloluk adamdım elli kiloya indim,
Sadece iskeletim kaldı  aşağı aşağı indim! 
Üç beş gün sonra cansız bir ata bindim! 
Hadi elveda elveda diyip gideceğim! 
Elveda evim barkım çoluk çocuğum! 
Elveda yatağım yorganım giysilerim! 
Elveda yemek yediğim tencerem! 
Elveda  kabım kacağım  mutvağım! 
Elveda balkondan oturup keyiflendiğim
Elveda debelenip durduğum uyuduğum! 
Elveda yemek kokularını yuttuğum! 
Bir türlü anlatamadığım beni anlamayan elveda! 
Herkese elveda  diyip gidecem! 
Beyaz kefenimi yakında giyeceğim,
Kaddimuni kaddimuni diyeceğim,
Salacamdan tutanlara çabuk götürün,
Cemaatim  çokmu olur azmı olur nasip,
Yoksa bir garip adammı  ölmüş derler,
Şöyle garip bencileyin der yunus emre,
Elveda dostlar elveda yarenler elveda,
Burayı böyle naktayalım da asıl  yazacağım şiirimi devam ettireyim kuzularımın devamını yazacaktım çünkü o çocukluk devremi hiç unutamıyorum  nekadar hayvan vardı nekadar davar! 
Vardı aman allah’ım..köy çok şendi sürü sürü davar ve hayvan vardı kırk hanelik köyde sürüler çıkardı..
Bir sürü çıkardı karaalolardan! 
Bir sürü çıkardı süleymanla hasanda,
Bir sürü çıkardı paşonun hanesinde,
Ne güzel köydü dayakpınar’ım,
Bir sürü çıkardı ömer kara’dan! 
Bir sürü daha çıkardı bu aradan! 
Bir sürü de salman çopurlardan! 
Ne güzel köydü dayakpınar’ım! 
Her evde inek dana eşek at olurdu,
Dağlara meralara hayvan dolardı,
Çobanlar dağlardan varlık olurdu,
Ne güzel köydü dayak pınar’ım,
Öyle bir manzara olurdu ki sığır gelince-
Atlar  eşekler birbirine karışınca door! 
Sali bağırıyor atlara dor dor deyince! 
Ne güzel köydü dayak pınar’ım! 
Toppuş mahmut sali sığır güttüler! 
Sığırın  arkasından saç ağarttılar! 
Günün yamacından ekmek kurutular! 
Yoksulluk içinden yaşayıp durdular! 
Yeni nesil bilmiyor bu gerçekleri-
Eskilerin yaşadığı o zor günleri-
Dağlar’ın taşların  mor sübbülleri-
Ne güzel köydü dayak pınar’ım-
Bilmiyor gençler yaşlı kıymetin
Dinlemiyor nasihat ata yadigar’ın-
Tarih gibi açsın sayfalarını sor! 
Ne güzel köydü dayak pınar’ım! 								
Köyümün gerçekleri..
Her sürünün bir yatağı vardı çobanlar kuşlukladı getirir oraya üç beş saat o sürü oradan yatar  sürü sahipleri gider oradan davarını sağar bazı kereler bende giderim anamla beraber koyunlar
In’başını tutarım kadınlar kavurga alırlar yanına  sütle yerler o çok hoş olurdu lezzet dolu evet
Hanımlar! 
Otururlar sürünün yanına hem kavurgasını yerler hem sütünü yudumlarlar o onlara bir keyif verirdi kendi aralarında şakalar yaparlar  gülüşürler bende onların  ağızlarınıa bakıyorum haz duyuyorum demek ki çok zeki çocukmuşum çok sözleri şimdiki gibi hafızamdan kayıtlı yazıl
Yazılmaz! 
Sırlar var ben beş altı yaşlarındanım henuz okul falan okumamışım  ama çok kereler giderim karataşlar tarafına  o taraflar daha şen kadınlar oturuyor  temmuz ağustos ayları çerez yiyorlar bende sümsünüyorum  banada versinler diye al ulan diyor sabriye teyze  kara oğlan sana da vereyim! 
Henuz güzel güzel gelinler sabriye teyze esma teyze- işte o aradan  çok devam etmedi esmayı kaçırdılar eyvahh! Karataşların düzeni ondan sonra bozuldu halbu ki öylesine şen evlerdi ki insan otarafa gidince gelmek istemezdi çocukluk devrem olduğu için omlardan haz duyardım zaten kürt-
Mehmet lende arkadaştık şeh mehmet falan onlar büyüklerdi bizimle oynamazlardı bunları ögrenmek  şimdilerden yazmak  hafıza meselesi  hafızam  kaydedeceklerini kaydetmiş zamanı
‘n’dakarataşlardan birazdaha  bahsedeyim  çok temiz giyinirdi rabey teyze hükümet gibi kadı
N’dı-
Sabriye teyze esma teyze de çol güzel gelinler onlar elbise giyiniyorlar henuz ortam güzel son
Radan adalet geldi oda güzel karataşlar kadına çok deger verirlerdi hiç ekine dağa götürmezle
Rdi   ben hiç görmedim  onlardan ekin biçen kadını aptullah amcanın  osman amcanın  varlıkl
Zamanlarını..
bilmem
Kayıt Tarihi : 13.9.2011 20:19:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!