Mecnu’nun Leyla’yı aradığı çöle
Mister Salman ağaç dikip
Her bir ağacı can suyu yerine
Kanla suladığından ve
Siyon çocuklarının
Gazze’nin her bir evini
Ağlama duvarına çevirdiği günden beri
Beklemeyi
Bekleye bekleye üç maymunu oynamayı
Düstur edinmiş insanlığa inat
Dünya borsalarında
Her açılış seansında dibi görüyor
Beklemek denen eylem
Beklemeye değer biri varsa
Beklemek değerlidir elbet her çağ’da
Ki seni bekledikçe…
Ilıman rüzgarlar esiyor çöl sıcağıyla çalılaşmış sakallarımda
Gözlerimde Ege mavisi
Burnumda iyot kokusu
Yeşile öykünüyor makiliklerim
Akdeniz’leşiyorum
Hazır beklemek demişken
Sevgilim
Sahi
Daha kaç mevsim bekleyeceğim seni
Dipsiz uçurumlardan adını bağırarak atlayıp
Daha kaç ölümle lades tutuşacağım
Beklemekten şikayet ettiğimi sanma sakın
Gelip gelmemen de değil maruzatım
Bu şehirde seni tanıyan herkes
Ecel gibi yakama yapışıp
-Nerede o gökkuşağı saçlı kız neredeeee
Diye seni soruyorlar
Onlara söyleyecek yalanım kalmadı artık
Bil diye söylüyorum
Bunu ister itiraf say
İster iltifat…
Bazen kösnül bir çiçek açıyor
Özlemlerimin dik yamaçlarında
Çatlıyor şehvetin ar damarı
Fırat olup coşuyor derelerim
Senin ruhun bile duymadan
Hayalinle şeytana uyuyorum
Bazen de…
Aşka açılan kapılarımı darmadağın ediyor
Bu fesleğen kokulu akşamlar
Sana giden ve seni getirecek olan bütün yollara
Barikatlar kurup
Arabesk bir adama dönüştürüyorlar beni
Yine de…
Vazgeçmiyorum seni beklemekten
En umutsuz coğrafyada bile
Lirik kavuşmalar biriktiriyorum bize
Nikbin bir bulut oluyor
Bir avuç su döküyorum
İçimdeki meyus çöle
Seni bekledikçe…
Gaipten martı sesleri fısıldıyorum
Bozkır sıcağıyla kavrulmuş bu şehre
Ömer Yücekaya 2
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 14:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!