Okuduğum kitabın satırlarının başına 
Kaç kez döndüm ,hatırlamıyorum..
Bir kez göz gezdirip anlayan ben
Tek kelimesini bile anlamıyorum..
Kahvemin sadeliği dahi
Süzemiyor içimdeki karmaşayı
Aşk, büyük söylemlerde kaybolan..
İçeriğimizdeyken, arayıp durduğumuz
Burnumuzun dibi yerine
Cehennem diplerinde yanıp durduğumuz..
Işıkken varlığımıza
Ateşliğinden korkarak
Sensizliğime uğradım,aynı tas aynı hamam
Bensizliğinle aran çok iyiymiş deyince,bozuldu havam
Neşeli şarkımdın,kalbimin kıpır kıpır oynadığı
Şimdi bir bozlaksın,içimin yanarak ağladığı
Zaman-sızım,akrep yokluğunu beş geçiyor
Zamanın çok sıkışıklığında
İşlerle uğraşmam gerekirken
Mart kedileri gibi kalbim
Gerçi kedilerin de ay mefhumu kalmadı
Dün ve önceki gün düşen cemreleri
Gelmekte olan baharın ve sevgimin imareleri
Baharın geldiğinde bekleyen kumrular gitti
Birbirine ait ama bir arada olamayan
Hala taş gibi olsa da taş plağın cızırtısı arttı
Kalbimin kırık iğnesiydi aşk bestemizi çalamayan
Hıçkırık tuttu ,fırtınasıyla kıyılarımı taşırdı
Yarı açık cezaevi mahkumiyetinde özgürlüğüm
Kalbine giden bir tünel kazmaktayım
Yazmaktayım kelamlarımı,dikenli tellerinden atlarken
Yaralı bereli geçebilirsem duvarını
Gönlümden gönlüne iltica etmekteyim
Bir devletsin ki,yasakları olmayan
Dünyada anlamadığım insanlar.
Kendi sebeplerince yaşama nokta koyanlar.
Ömrünün dayanılmazlığını anlatan notuyla
Kendini asmış.vurmuş veya hap içmiş kutuyla
Akılllarınca herkes değerlerini anlayacak
Ismarlama aşk olmaz gülücüğüm
Sen ölçsen de biçsen de
Bir kostüm tasarlasan da
Hayalindeki sevgiliye
Gerçekliğiyle yaşarken,uymaz
Ölçüleri bir türlü üzerine
Hatırlıyorum,o bayram sabahını.Hatırlıyorum  ailecek birarada kahvaltıları. Hatırlıyorum babamın erkenden kapıya dayanan,elini muzipçe zilden çekmeyen çocuklara birgün önceden hazırladığı harçlıkları verişini
Annemin özenle şekerleri yerleştirdiği şekerliği elimize verip,konuklarımıza ikram etmemizi isteyişini hatırlıyorum limon kolonyasının gerçek limon kokusunu
Hatırlıyorum bayramlıkları,kucağımızda uyuduğumuz kırmızı ayakkabıları...Hatırlıyorum hepimizin giyinip.annemin,babamın törenle ellerini öpüşümüzü....
Verilen harçlıkla yüzümdeki o gülüşü:)Sonrası
elimizden tutulup,eş, dost, ahpaba götürülüşümüzü
Gelsin kahveler,meşrubatlar,tatlılar..Yok desen de ''A bugünlük yiyin diye bitmeyen ısrarlar..Hatırlıyorum aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımla topladığımız harçlıklarla ''Bayram Yeri''ne tüyüşümüzü:)Koşa koşa
Hemen yazmalıyım.ilham kapıya dikilmiş bekliyor
Al bunlar benim değil,senin parçaların diyor
Puzzle kutusunu uzatıyor ömrümün...
Bense uyku kuyusunun en dibine ip uzatmışım
Kovasız kalmışlığımda,suyu nasıl doldurayım?
Gece üzerime örtülmüş yorgandan öte



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!