bir aşk filminde görmüştüm
eğilip öpüyor bir genç, kızı dudaklarından
ağlıyor kız sevincinden
ellerinde güllerle
ben hiç sevincimden ağlamadım
hoş, ağlamışım
Kavuğu, indirdi başından
getirdi belinin hizasında
sağ koluyla destekledi.
Cemaatin, saygıdeğer baş beyleri.
Kalsın kavuğunuz yerinde.
Kadehim gibisin kız!
dudakların kırmızı şarabım gibi
gözlerin mezemdeki zeytin gibi,
bal rengi saçların mazimdeki sevgilim gibi,
bir otel odasında
denkleştiremediğim param gibisin kız!
Öyle alışmışım ki
korkmaya
korkutmaya da
alışırsın.
Hep kaçmaktan
nedendir bilinmez
ne zaman sözün geçse
gözleri bulut bulut yağardı
kim bilebilirdi
asude sevgilinin
gencin
yaşlı kadının yüzünde
gördüklerinden öte birşeyler vardı
yüzünde okuduğum
Sahili duvak
dalgalari yakamozlu gelin,
dumani simli, kiyilari kinali gelin,
ummani zengin, komsulari bol gelin,
eli bereketli gözleri mavi gelin,
saçlari toprak renginde
“ Verdiğimiz bu savaşta,
yenilenden daha fazla ne gördük.”
Herhangi bir gün.
Bir yerde.
Bildik bir cadde de.
Başım kaldıramaz oldum.
Sözüm, dinlemez oldum.
Ömrüme sığmaz oldum.
Gidipte dönmemek var düşümde.
Yaban kokusu burnuma gelir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!