Fotoğraflar Sesinizi İşitmez

Tek kareye gizlenmiş buluşmalar
Aynı an`a sığdırılmış değişken ifadeler
Falcının fincanında çoğul anlamlar taşırlar

• Bir duvar önünde beton zeminde
Yahut ranza`da karşısındakine bakan yıllanmış duvarlar...
Her tebessüm içinde incinmiş bir bahar durur
Öylesine bakarsan durgun bir göl
Dikkat kesilirsen biraz tsunami, biraz yanardağ

Uzaktan duru bir göğe benzer
Yakından bakınca boşalacak yağmuru görürsün
Çınar gövdesinden kopmuş bir dal sanırsın
Kazasından çıkmış kelebeği görür, şaşırırsın
Sabit bir görüntü diye düşünürsün,
Ama her fotoğrafın öyküsü
Şifreli bir kilim desenidir
Baktığın hep aynı kare`dir
Her baktığında farklı görürsün
'Yedek hayat' dersin, yalnızlık, terkedilmişlik görürsün
Her kare zulalanmış hayatlar taşır
Her baktığında, o zulalardan biriyle karşılaşırsın

Sen o fotoğrafı görürsün, o seni
Koklarsın o kareyi istediğin kadar
Tadına doya doya bakarsın
Sen fotoğrafa dokunursun
Fotoğraf sana dokunur

Sen fotoğrafın sesini işitirsin
Ama fotoğraf seni işitmez
Fotoğraflar sesinizi işitmez
O zaman o fotoğraf dokunur sana
Çok dokunur o fotoğraf sana…

O fotoğraflar da
Ertelenmiş gitmeler gizlidir
Kiminin büyümüştür oğlu-kızı
Kucağında güllerle yetişeceği yer, bir kına gecesi
Kiminin gideceği ilk yer
Elinde karanfillerle bir mezarlık ziyareti
Kiminin gideceği ilk kişi
Alnı bayrak gibi parlayan sevgilisi

O fotoğraflar da ertelenmiş gitmeler gizlidir
Kimi göz kırpar dağlara,
Kiminin yüzünde kırmızı fular
Sapana taş sürecek, döğüsecek bir barikatta

O fotoğraflar
Gül ile karanfiller arasında
Bir barikattalar hala