Velev ki ben bir flamingoyum: Pembe renkli tüylerini sizlerin pislik dolup taşırdığınız akarsularınıza akıtıp temizlediğimi sandığım bir zihnin içinde, hiçbir şeyin değişmediği daha da kirli neleriniz var yok görürken dâhi ayaklarımı sizin bu menfaat dolu minnet bekleyen lütuflaşmış nehrinize sokmaya da çekinmiyorum. Bu yüzden yüzsüzüm, laf-ı güzaf. Aranızda aynı yüzü aynı kişide iki kez bile göremiyorum! Hep boşa gidiyor bir şeylerin değiştiğini düşünen zihnimin gördükleri karşısındaki ümitleri, varsın gitsin. Ayrılık mı görmedik sanki?.. Ki bugünlerde sevgi sömürücü tavus kuşları aramızda geziyor. Fısıldıyorlar her zamanki gibi kulaklarımıza. Kimsenin hatırı kalmasın diye ölüyorken bile karşımızda onları görüyoruz. İyi ki kediler de var nankörlüklerinizi onlara iteliyorsunuz... Ben içimi pislik dolu büyük bir kase sanırken, temiz sularınızda yıkanıp kirleniyormuşum. İyilikleriniz sahte, gözyaşlarınız sahte, duygularınız, sevgileriniz, acılarınız... Zaten her şeyiniz bir şeylerin biraz sahtesi değil mi? Ondan karakteriniz oturmamış, ölülerden beddua toplamış, haklı haksız paradoksunda bir sanık olarak kalan, yalanlarına inanmış, yüzüne tükülesi, iblise ders verenlerdensiniz. Bugünlerde daha da yorgun ve sessizim. Kaybettirdiniz dengemi, kendime tutunup devam ediyorum yoluma. Taş dolu kuyuya indiriyorum kovamı. Tatlı dilinize kanıp inanıyorum kurak kalbinizde su olduğuna. Nafile... Vazgeçmiyorsunuz insanları öldürüp öldürüp çiçekler ekmeye mezarına. Hayat artık eski şaklabanlağını oynamıyor. Belki de hakkıdır şımarıklık sadece, annesi olana.
Mehmet Habip Güney
Mehmet Habip GüneyKayıt Tarihi : 13.11.2025 11:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)