Oysa açmıştı kapılarını, nefes almaya başladığında…
Sensin dedi, sen…
Son fısıltı ritme dönüştü, ritmlere sağır oldu kişi…
Sonra cisimlerin gürültüsü, fısıltılar hislere döndü…
Hislerin hepsi, yalnızken akla geldi…
O anda bile, akla yine bir cisim geldi, hisler ise fısıltı kaldı…
Zordu ‘’Sen’’ diyeni duymak…
Kulak sağır oldu, dil lal…
Hepsinde öte kalp bile fabrika gibi çalışmaya başladı…
Hepimiz bir telaştayız dünyada…
Telaşımız, bir çukur için ömrümüzü adamamız…
Oysa hakikat, sırrını huzur ile terennüm ettirir her cana…
Sen’sin der, SEN…
Sen kendini bilmez isen, sadece cisimsin…
Ha bir kuru ot, ha bir dağdaki kaya…
Oysa Tanrı ‘’BEN’’ sin dedi Sana…
Ulu emri cisme değişti Adem…
Altınla gümüşe köle oldu…
Hepsi mihenkte değerli…
Hazinelerin değeri ne kadar?
İşte maveradan fısıldayan bir ses gelir içeriden…
Kendin ol, sen bensin bende sen diye…
Aç kulaklarını hisset kendini, sen evrene nizam veren…
Sen secde edilen…
Sen ‘’AŞK’’ uğruna var edilensin…
Sen sonsuz parçanın zerresisin…
Altın çamura düşmekle ayarı kaçmaz…
Sen çamuru temizle, parlasın zerren…
Emrah Bekci 2Kayıt Tarihi : 30.10.2013 03:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!