Alınıp satılmasın diye namusumuz,
Ağlamasın diye çocuklarımız,
Gelinlik kızların,onurlu annelerin hatırına,
Senin için,
Aç kurtların saldırdığı ülkem için,
Yeniden gelmesin diye katliamlar,
Kandırılmış gözlerinde bir hayat,
Îçme evlat onun adı bonzai.
Avutulmuşsunuz belli bunca zat,
Îçme evlat onun adı bonzai.
Çam ağacı gölgesi gibiyim,
Uzun ve dimdik.
Gece karanlığı gibiyim,
Kimsesiz,sessiz ve yapayalnız.
Yağan yağmurun altındayım,
Bu hayatta çok yalnızım,
Derin düşünceler alır aklımı.
Dokunsam okyanus kurur,
Yürüsem toprak kayar,
Baksam dünya cehenneme döner.
Gecede türküm hasretle birleş!
Bak kalbim söylüyor;
-Şafak! doğacak güneş.
Geceden sonra güneşle iyileş!
Bak gözüm söylüyor;
Akmalı insan;
Çeşme misali bardağa,
Yada sessiz bir sokağa.
Kurumaya yüz tutmuş gülün köklerinde hayat bulmalı,
Çeşit çeşit,renk renk bitmeli tabiatta,
Kimine aşk, kimine sevgi,
Bir bulut olsam mesela;
Dolup dolup yağsam çocukların avuçlarına,
Yelken mateminde kapılsam mutluluk rüzgarlarına,
Koybolup gitsem deryaların serin yüreğinde,
Birleştirsem tüm ayrı avuçları,
Ve o avuçları yağmurlarla doldursam.
Yüreğim başkentin ellerinde yaralı anne,
Barış çığlıklarımız bu günde bastıramadı savaşın kirli sesini,
Her yanımız kan,hüzün,gözyaşı,
Ellerim ayrılmış bedenimden,
Ayaklarım ise artık benim değil,
Duygularım ürkek bir çocuğa benziyor.
Ben Fırat;
Karanlık gecelerin kimsesizi
Yalnızlık hapsinin bekçisi
Alev alev yanan şehrin denizi
Cehennem ateşinin yangını
Benim Adım Fırat:
Nehrim kadar amansız ve deliyim
Benim adım Fırat:
Devrim kadar Eskidir yaralarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!