neden ağladığını bilmiyorum diyorsun
çünkü bir şeyler değişiyor içimde
kendimi ikna etmiyor düştüğüm boşluk
bildiklerim başkalaşıyor gözlerimin önünde
yabancılaşıyorsun
*aslında; aşık olduğumda anlamalıydım,ruhumun bir yanının hep çocuk kalmışlığını.hala haberleri izleyemiyorum mesela; ne zaman izlemeye kalksam kendimi pervasızca küfürler ederken buluyorum ağlarken bir yandan.. hiç sevmem küfrü ve kabalığı özünde.
acı çeken her hangi bir annenin,bir çocuğun yada bir kadının kimliğine bürünüyor yüreğim.çünkü; bende bir anneyim...*
*anladım babasız çocuklar asla büyüyemezmiş; annemin kadrini kendime eklediğimde vazgeçtim kızmaktan. anneme.
yapabileceğimden fazlasına söz veremiyorum mesela annemin tersine fakat yapmayı da çok istiyorum annem gibi elimden gelen yada gelmeyen her şeyi kızım için.yapabildiklerim ne yazık imkanım dahilinde.*
ah ben ve bitmek bilmeyen iyimserliğim...dilerim oda benim gibi hep her zaman baksın bardağın dolu tarafından ömrünce... bir yanı hep çocuk kalacak benim gibi; çizgi film izlemeye bayılacak mesela yaşı kaç olursa olsun,çocuğuyla çocuk olup oyunlar oynayacak,onunla utanmadan beşikte sallanacak arada bir büyük olduğunu idda edip ''annenim ben senin hı''dese bile daha çok çocuğuyla çocuk olacak...
*bir rüzgâra kapılmış,
yönünü şaşırmış
hayır aynı ben değil olan
farkındayım farkındalıklarımın
rotası yolu ayrı bir gidiş içimde
anlam veremediğim anlamalar
1*Herkes Yusuf diyor
Ben Züleyha'ya yanıyorum
Yusuf bir kuyuya düştü kabul de
Acep O'nun yokluğunda
Züleyha kaç dipsiz kuyuda
Kaç bin defa can verdi..?
Bana bir masal anlatırmısın abla..?
İçinde gerçeğe dönüşen düşler olsun...
Sevenlerin birbirini sarıp sarmaladığı...
Ayrılıkların göz yaşlarının olmadığı...
Özlemlerin son bulduğu...
Hasretlerin kör kuyularda boğulduğu...
ey meçhul şehir
kollarındayım tüm korkularımla..
aklımın koridorlarında kayboldum
rotası yok.
boş iskele sancak
acaba denizlerinde,
Ardımda ezilip geçilmiş uzun yollar
Yalnızlığın hain ugultusu,
Yürek sessizliği,derin ve ıssız
*Gözlerimin göllerinde,yağmur damlaları*
Sen ki bilirsin nar çiçeklerini;
Aşk şarap içmeye benzer
şarap içmeyen tanımaz aşkı
aşık doyumsuz olur...
derindir aşkın girdapları
yudumlarken şarabı güzeldir aşık'ı düşlemek
sonsuzluğun ilhamını,
Aşkın içimde bin yıllık sevda
Eser rüzgâr kokunu getirir,
Kentin her yerinden yalnız bana
Seninle doğar güneş günüme
Işığım olur sesin bilmediğim yollarına
Sen benim İstanbul'umsun sevgilim
Öyle çok benimdin ki bilmedin,
Ve ben artık sen olmuştum,görmedin...
Müthiş bir aşkın içindeydik birlikte...
Eksik yanlarımızdı aslında onu böyle büyüten...
Herkesin harcı değildir böyle sevebilmek...
Sonra adının tadı kaldı dimağımda...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!