Filistinli bir çocuğum,
Anne o sen misin diye ağlıyordum,
Baba peki o yanan da sen mi?
Neden beni aceleyle merdiven basamaklarına attınız.
Betonlar yanmaz mı?
Anneme son söyleyeceklerim bunlardı,
ateşler içinde yanıyordu babam,
ve ben seyrediyordum….
Korkuyu hiç bu kadar yakından hissetmemiştim,
ve ölümün acısını film karesinden başka..
Bu ölüm başka bir ölüm,
Soğuk terler boşanmıyor bedenden,
Evin ortasında bir ıslaklık,
Yanık tenden akan, kan ve terden….
Anne, şimdi ‘ben ne yapayım’
Fotoğrafımı çekiyorlar el sallayayım mı?
Üzerinize bassam oynarken ki gibi
Beni yakmazsınız değil mi?
Anne şaşkınlık nasıl gizlenir ve korku,
Peki ya gözyaşını akmadan durdurmanın yolu varmı
Anne ev neden bu kadar sıcak,
Burnum akıyor,gözlerim yaşarıyor.
Sıcakta normal mi böyle şeyler anne…
Hani ‘annelerin ayakları altında cennet vardır’
derdin ya?
Allah neden yanan cenneti söndürmüyor.
Su yok mu diğer dünyada.
Gözlerin çok güzel derdin ya anne,
Ateşin içinde gördüm renklerini,
Dediğin kadar güzelmiş…
Anne yanmış et kokusu geliyor,
Yemeğimi yaktın? !
(ama annemin yanık kokusu geliyordu,
ben seyrediyordum)
korkuyorum anne…
Anne ‘çocuklar melektir’ demiştin
Melekler ölmez değilmi anne?
Bana neden el kol hareketi yapıyorsun,
Neden git dercesine bakıyorsun,
(yanmadan önce annemin gözleriyle buluştum
bana git diyordu ben bilmiyordum birazdan öleceğini)
seni sarmamı neden istemiyorsun
ben yanmam! hani meleğim ya…
televizyonun sesi açık kalmış anne.
bizim evden bahsediyor,
anne, ‘öldü’ denilenler sizler misiniz?
anne güzel saçlarını kestin mi?
elbiselerin neden yok
(annemin kızıl saçları yanmıştı,
yanan elbiseleri bedenine yapışmıştı...)
ya babam onun da derisi soyulmuş,
hastamı yoksa
(babamı sonra fark ettim, o da yanmış…)
anne,
anne,
anneeee öldünüz mü yoksa,
Rabbim beni de al,
Onlarsız geçireceğim her dakika bana ölüm,
bana zulüm, hani zulumu sevmezdin,
Bak çocuk yaşta kimsesiz kaldım,
beni kimse kurtarmıyor…
Kimse annesiz kaldığımı,
Babasız kaldığımı bilmiyor
Fotoğrafımı çekip gidiyorlar,
Ben birazdan yanacağım kuru bir yaprak gibi,
Kimse beni almıyor bari sen al Rabbim.
Senin adlarını öğretmişti annem bana,
Sen merhametliymişsin, sen kudretliymişsin,sen adaletliymişsin, sen…
Rabbim ne olur;
gözyaşımın yüzümde buharlaştığını hissediyorum…
Yanmak çok acı…
Annemi, babamı gördüm
biliyorum beni korkutmamak için güldüler,
Oysa onlar yanarak öldüler…
Her gün ölecek miyiz biz Filistinliler…
‘Sen’ inde zulmun varken;
neden zalim İsrailler.
Bu şiiri yazan kişi; gazzede ki bir çocuğun bilinmeyen bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş fotoğrafında çocuğun gözlerinde olup biteni, ve çocuğun ölmeden önce diyeceklerini biriktirip fotoğraf karesinde gözlerine yerleştirmesinden faydalanarak, ve içindeki ızdırabı da katarak yazmıştır. Ve bu şiir o Filistinli çocuk yanarak ölmeden önce gözlerinde barındırmamış olsaydı, gerçekler yine gizlenebilirdi. Ama çocuk şu ana hayatta olmuş olsaydı, gözlerinin güzelliğine saklamış olduğu çirkinlikleri diline vuracaktı. Bir anne ve bir baba çocuğunun önünde yandı, ardından da çocuk. Ve gözleri radyasyondan yaşaran çocuğun gözyaşı dökülmek üzereyken fotoğraf çekildi, ve bunu bir gazete yaprağından bulan ben elimden geldiğinin en iyisini oradaki çocuğun psikolojisiyle aktarmaya çalıştım. Söylenenler ateşin ortasında bir çift göze ait, sözcüsü ise ben…
HAMİ KESERCİ
16 Oca. 09
Kayıt Tarihi : 21.3.2009 20:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!