Onlarca yıl
Kalbi acı
Kalbi ihtiras
Kalbi aşk
Kalbi heyecan
Kalbi nefret
Karanlığı seviyorum
Yalnızlığı da
Karanlıkta yalnızlığı daha çok seviyorum
Evrenin ve hiçliğin anası
Işık aklımla oynayan sahtekâr bir sihirbaz
Ben bir dim
Sen de bir
Yormadan eksiltmeden
Birlikte iki oluruz umuduyla sevmiştim seni
Oysa ne kadar masum ve sevecendik
Kirletilen bir bahar kokusunu içimizde büyütürken
Kırılgan akıllarımızda tarihsel bir ağırlık
Çift dikiş atıyordu terk edilmiş köşelerinde şehrin
Bir resimdik aslında solgun ve unutulmuş
Ben sana vurgunum be kadın
Gönlüm seninle çok daha rahat
Ağladında
Yüreğimde bir cehennem fırtınası
Gülümsediğinde
Yanlış bir yerde
yanlış bir zamanda bulunmanın telaşı
İçimde
Tüm kuşlar kanatlanmış uçmuş da
Terk edilmiş bir yavrunun sancısı
Beynimde renklerini çözemediğim bir Van Gogh
Cesaret ister yaşamak
Cesaret ister aşk
Derin güzelliğini görebilmek için her şeyin
Kendinden sıyrılarak
Kamyonları dolar sancıların
Alır bir yerlere gider
Horozlar ötmeden sabahları
Gün ışır güneş yakar
El kurur yüz çatlar
O evreni kutsayan ölümsüz su
Hayat verirken o tohuma... yeşertirken
O bakmalara doyamadığım mavi gök
Her gece silinse de birilerinin gözlerinden
Yorulmak bilmeyen saatler katledilse de
Yanlış bir tepenin arkasından yükselen gök kuşağına
Ah şu kahrolası yalnız saatleri gecenin
Nefret ediyorum aklımla baş başa kalmaktan
Aşk desen başımda tam bir işkence
Ne çayın şekeri var ağzımda, ne ayranın tuzu
Duvarlar Sibirya’da metruk bir hapishane
Yarama tuz olur diye



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!