Masamda kalemim bir yanda kağıtlar
Hece hece sitem yazıyorum sana
Kelimeler üzgün dökerken ağıtlar
Cümle cümle kahır diziyorum sana
Masamda bir büyük ikide kadeh var
Mert durup namert olanın
Gelmişini geçmişini
Soysuzu soylu sayanın
Gelmişini geçmişini
Fakirden çalan zenginin
Geleceğim Anne
Bir hüzün yağmuru düşmesin gözüne
Seller gibi coşup geleceğim Anne
Sabrı katık etsen mahzun gönlüne
Deller gibi koşup geleceğim anne
Her arzunun yeri degildir bu dünya
Nefsini perçinle dize gel ey adem
Ne diye bu ugraş bitecek bu rüya
Nefsine dur deyip düze gel ey adem
Aç gözünü bir bak kimler gelip geçti
Aşık dergahında piştim
Erdim sevdama sevdama
Yüce yüce dağlar aştım
Vardım sevdama sevdama
Üzgün gördüm gözü yaşlı
Senden ayrı düşüp, gurbet elde yaşarken
Hüzünler yüklenip, karalar bağlarmısın
Hatrına gelipte, mazi gönlün deşerken
Ellerden saklanıp, gizlice aglarmısın
Dağların başına çöreklenmiş bulutlar
Yolcusuz şu yollara
Hazan vurmuş dallara
Bomboş kalmış kollara
Bakar bakar ağlarım
Gezdiğimiz bağlara
Dillerde söylencek bizim şarkımız
Dinleyip kahrınla ağla sevgilim
Akmıyor aşk veren sevda arkımız
Yaşlı gözlerinle çağla sevgilim
Dağları titretir toz eder nazım
Anlamıştım zaten ürkek bakışlarından
Mahsun durupta bıkkın akışlarından
Edalı yüzüne soğuk takışlarından
Anlamıştım o an sıradan olduğumu
Bir Ürpeti vardı buğulu gözlerinde
Hangi yöne dönsem cêmâlindeyim
Özün değer cana bakar ağlarım
Süzdüm günahları kêmâlindeyim
Sözün vurur cana akar ağlarım
Nûrundan rûhuma bir alaz düştü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!