Boşuna Çırpınma
Yorma kendini çocuk
İstesende ölemezsin
Yaşamaya mahkumsun artık
Alış yükünü taşımıya
Dayan biraz
Ne işin vardı bürükselde
Ana ocağında arpa ekmeği
Neyine yetmezdi sanki
Diyemezsin ki
O ana ki-sade elleri değil
Tabanları da yarık-yarıktı el kapısında
Mevsimler
Bulut gibi geçiyor üstümüzden
Güz yağmuruna karışıyor
Göz yaşlarımız
Kışımız-yazımz
Geçedursun mevsimler üstümüzden
Mevsimler
Kül renkli bulutlar gibi
Geçiyor üstümüzden
Güz yağmuruna karışıyor
göz yaşlarımız
Kışımız-yazımız
Ne olurdu
Bırakıp gitmeseydin beni
Verseydin ellerini avuçlarıma
Baksaydın içine gözlerimin
Eskisi gibi barışsaydık-ne olurdu-
Hanlar hamamlar
Çinili köşkler kervan saraylar
Ojeli tırnaklar,rujlu dudaklar
Hepsi hepsi sizin
Vay haline garipler köyü
Oy oy size
Sen içimde yaşama sevinci
Biçim-düşünce
Başım üstünde dönen bulut
Akşamla kararan su
Uzaktan göz kırpan kent ışığı-umut
Kırmızı mendil sallamıştın
Güya muratmış diyerek
O Tiren penceresinden
Bir tuhaf olmuştu da içim
İçip-içip ağlamıştım
Meğer
Ben öldüğüm zaman
Bağrını yumruklıyacak
Saçını yolacaksın
ve göreceksin
Bir insafsız elin uzandığını
Duvarda asılı foğrafımızı
Paşabahçe cam fabrikası
Cibali tütün
Eyüp de askeri dikimevi
Sonra,,,,,sonrada paydos düdükleri
İstanbul şirin şehir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!