çukurda, içinde bulunduğum çukurda
içinde “yalnız” bulunduğum çukurda bekledim seni
seni gözlerimle seviyordum, bana geldiğinden beri
gözlerimle okşuyordum
sevdim, okşadım, dokunmadım…
Yaz günleriydi, toprakta eşeleniyordum
İnsan neden eşelenir, neyi arar eşelenirken
Olmaktaki eksikliğin, eksikliğin, yarımlığın serzenişidir eşelenmek
İnsan neden eşelenir, neyi arar eşelenirken
Vedaya hazırlanır belki eşelenirken
Eşelenirken kendi kozasını örer hüznüyle,
“At vuruldu”, “at vuruldu”… anlamsız kaldı çaba, anlamsız kaldı nefes
“At vuruldu”… ölen bendim
Ayrılmamalıydık, ayrılmamalıydık diyordu içim gökyüzüne bakarken,
bu zulümdü ve çok fazla oldu
Seni almaları sana zulümdü, seni almaları bana zulümdü, firavunlar karar veriyordu hakkımızda, Yusuf gibi ikimiz ayrı kuyularda.
cümlelerin yarım kaldığı, kalemin köreldiği
öykülerin tamamlanmadığı
logos öncesi bir zamandan yazıyorum
epik bir deneme bilinçakışımdan…
rüzgarın fısıltıya dönüştüğü yerdeyim
Ben içsel yolcu nasıldım?
Güneşli ve yalnız havalarda tenimde ürpertiler gezinirken severdim kendimi
yalın bırakılmış olduğumu o zamanlar bilmezdim. Kendimi bu yüzden sevdiğimi
insan kendini bilir mi? Ben bilmezmişim
Önce kelimelerimi getirdim Sessizliğimi mi yoksa sonra cümlelerim geldi
Ben geldim Ben geldim siz yoktunuz
Geçmişe gidiyorum bizim sokağa eve ekmek götürüyordum belki “O” aklımda
Geçmişe gidiyorum ben gelmiştim siz yoktunuz kiremitlerin üzerinden güneşin sıcaklığını emiyordum
Siz kendinize en çok hangi soruyu soruyorsunuz ben en çok bugün ayın kaçı diye soruyorum kendime
Bunu neden soruyorum artık bilmiyorum
gurbette ve yabancı
tutunamayan
kelimeler arıyorum boşluğumu taşıyacak
bilinçakışıydı dünyam dilimde
dilim sessiz
dilim bir yabancı … küskün
parça parça düşüyorsun aklıma, aklımı deliyorsun
düşüncemde tutamıyorum seni, çünkü masalım kalbim delindi benim...öyküm çalındı yani
seni aklımda tutan ağ koptu yine...bir an var bir an yoksun zihnimde kaybettiğim yerden yeniden arıyorum seni tutunmaya çalışıyorum boşlukta herhangi bir şeye o şeyler arasından seni bulana kadar devam ediyorum
yoğruldum... yordu
hükümlüyüm bu gece yine
kendimleyim teslim olmuş bir şekilde
yürüdüğüm yollardan geçiyorum
bıraktığım emanetleri toplayarak
ektiklerimi biçemedim
yavaşça
kapadım kapıyı ve ayrıldım
kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş
kimi zaman hareketsiz sallandığım iskemlemden
tamam bir vakitte



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!