Hak ve vatan uğruna mücadele verenlerin ölümünden ziyade, yaşadıkları ömür dikkate alınmalı ki; yol kat edilsin..
Her insan fıtrat üzere kendi yeteneği/marifeti, aklı, dünyevi ve uhrevi talebi/arayışı doğrultusunda bir vazifeyle yaratılmıştır. Aslolan "İmkânlarım doğrultusunda benim hayat vazifem nedir?" sorusunu kendimize sorabilmek; aklen ve kalben o cevabın hakkını verebilmektir.
Hep soğumuşumdur, özel hayatı konusunda arkadaşlarının sözleri ve tepkileriyle hareket eden insanlardan.
Bir çok özel anı, duygu ve anısını, sırf arkadaşları onaylamıyor diye, bir anda boşluğa düşürebilen ve bir kaç soru işaretiyle anında vazgeçme noktasına gelebilen insan; önce kendi iradesinden ve hayat mücadelesinden şüphe etmeli (!)
Bu tarz insanlar, genelde ilk darbeyi, tam da o arkadaşlarından alır genelde. Sözünü ve tepkisini bu derece özeline soktukları o arkadaşlar, gün olur yaparlar bir sevgili, yaparlar bir kariyer; ilk ihmal ettikleri, hatta ilk sattıkları kendileri olur bir anda.
Karmaşık bir düşle döndüm şaşkına. Kendimden geçtim, erince ufkuna. Aşk aradım ben, aşk aradım! Aşk; muhtâç iken aslına..
Cezbetti gönlü, bir güzelin nazârı. Kurulmuş sanki bir aşk pazârı. Dinlemesse akıl, kalbin sözünü. Elbette işitir, bir aşk azârı..
Dinmez mi hiç akan gözpınarları. Ağlar da hani, böyle her gece mi? Bitmez mi sevdanın hasret satırları. Hani 'Aşk' dedikleri, gerçekten tek hece mi?..
Her konuda, bir meselenin doğrusunu arayan; zahmet edip sorgular, işin aslına astarına bakar. Duyduğuyla ve gördüğüyle yetinenin cehâleti; gün olur, kendini de yakar..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!