Yüzyıllar ötesinden taşımışım gibi hasretini
öyle yorgun düştü yüreğim.
Bir sınır boyunda vurulmuşum gibi
Ellerim kan içinde,
gözlerimde tel örgü izleri.
Bir ömrü sığdırır gibi,
bütün yaşanılanları ve seni sığdırdım
bir damla göz yaşımın içine
ve onu döktüm arkandan su niyetine.
............
Ne masalı anlatayım sana,
ben öyle sonu mutlu biten masallar bilmem oğul,
benim masallarımın sonu
hep kötü biter
Benim masallarımda,
Cinler,Devler,Periler yoktur ya
Özlediğimden değil,
bir merak.
Öylesine bir merak.
Hani bakar ya insan posta kutusuna
beklediği mektup olmasada,
sadece bir merakla.
İdam istiyorlarmış hakkımızda
Üç defa
arka
arkaya
Bunu nasıl yapacaklar,bilmem ama
Taş duvarlar,
Güneş söndürdü ışıklarını önce
Tülden elbisesini giyindi gece üstüne.
Omuzdan askılı,beyaz yaldızlı.
içi görünüyordu gecenin.
Ay dolandı geceye,
hızlandı gecenin nefes alışları,
Bombalar düşüyor sokaklarla birliklte yüreklere
Şafaklar sökmeden,
İnsanlar uykularında barışı görürken,
bir Ana yavrusunu emzirirken.
Bir ihanet kalleşliğiyle
ihbarcı iki yüzlülüğüyle
Düsünmenin yasak olduğu bir ülkede,
düşlerimizden yargılandık.
İlk değildik,
sonda olmayacaktık sevdiceğim biz.
Tahir ile Zöhre`den,
Yusuf ile Zeynep`ten,
Anlık öfkelerle çoğaldı
hüzün yağmuru bulutları gözlerimde.
Ve ben hüzün yağmurlarıyla büyüttüm
özlemleri yüreğimde.
Sessizliğinin çığlığında,
varlığında aktı sensizliğe bedenim.
Haytın tek kuralıdır yaşamak.
Ne kadar zor olsada
yaşayacaksın
inadına,inadına
umarsızca yaşayacaksın...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!