Tut ki yatağa hasta düşerse, ölüm olur.
Ama sen Feride,
Bana ölüm döşeği sözlerinle
Düşürüyorsun beni yerli yersiz ölümlere.
Fişekler patlıyor ıssız yalnızlığımızda.
Farz et ki her yanımız birer aşk yazıyor,
Ve senin saçların kadar...
Farz et ki
Ölüm en çok bizi arzuluyor.
Kirleniyor bütün düşler,
Elimizde kör bıçaklar...
Daha doğranacak kaç uykumuz var,
Gecelere kesilecek kaç günah,
Yazılacak kaç şiir var Feride...
Ama çözülecek bir düğüm yok.
Her mevsim bahara yazsın artık Feride,
Her yelde kokun gelsin.
Say ki yenik düştüm bir yerlerde,
Ömrüm geçmeyecek acıların mateminde.
Varlığım sana kapkara leke...
İnsan nasıl unutur Feride?
Nasıl yakışır saçlarına kar?
En çok sana hasretim bu günlerde,
En çok sana gurbet...
Ve en çok sana Feride.
En çok sana...
Seni sevmek,
Yaşamak gibi Feride...
Dalıp, hiç uyanılmaz bir düşe,
Hayallerin kırıkları ruhumu paramparça etse bile seni sevmek,
Bütün hatalara rağmen var olmak gibi.
Çare ararken imkânsız gidişlere,
Bırakıp en güzel yerinde,
Bu hikâye ermeden vuslat denen yere,
Gidilir mi Feride?
Tut ki içim pişmanlıklar denizi,
Her yerimde "keşke"lerin el izi.
Ama sen Feride,
Dilinde helâk kavimlerden kalma sözlerle
Uzanıyorsun aklımın en ücra yerlerine.
Tut ki yataklar hasta ve düşmez insan,
Umut bildiğimiz en eski lisan Feride...
Seni sevmem, eğer bizi öldürmezse,
Ellerin kalsın elimde.
Mert Ali Bedel
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 23:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!