Aşka duyarsızlık
gün be gün daha acıtır olsa da canımı,
sevgisizlik
çoğalsa da
bir çığ gibi eksikli yüreklerde,
dilimin ucunda unutulmuş,
Ne zaman ki altın rengi bir ay doğar mavi geceye,
hatırlamaktan yorulur
bitmiş bir aşkın hüznüyle
kanarım ince ince..
Sen
yalnız benden değil
kendinden de kaçtın...
Oysa
varlığımı inkâr edişineydi
tüm isyanım,
Yeter,
bitsin artık aşkın yargısız infazı!..
Kim demiş
"Mutlu AŞK yoktur"
diye?
Herkesin aşkı kendince,
Sen aşkı anlatamadın bana,
ben de hiç soramadım sana;
Sence aşk ne/ydi?
Bazı zamanlar aklım karışırdı;
Sahi, aşk ne/ydi?
Var mı/ydı?
Hep aynıydı;
kavuşmak anı
ayrılığın hüznünü taşırdı...
O yüzden buruk,
o yüzden eksikliydi içim,
o yüzden sevinemezdim gelişine!..
Her şeyim var
biliyor musun,
herşey tamam;
dostlarım, sevdiklerim, hem de gözbebeklerim,
sağlığım da yerinde, üstelik afiyetteyim...
Özgürce penceremden girip
Gönülde kayboldu
sandığım
birgün çıkıp gelse mesela;
O an özgürce takılıp uçsa yüreğim mavi bir kuşun kanadında...
Büyülü bir dokunuşun izi dururken halâ avucumda,
eskiyen herşeyin inadına
Ben dibine kadar yaşarken aşkı,
sen söylemedin,
söyleyemedin...
Ben de soramadım,
öğrenemedim,
ne -tuhaf-...
Bazen gökyüzünün
duru mavisiyle,
bazen de
gecenin siyah örtüsüyle gelir özlemin…
Gelir ve kederli bir bulut gibi ağır ağır yerleşir göğsümün ortasına…
İşte o an,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!