Dostları bu alemden ne çok uğurlar olduk
Usul usul kaybolan onlar mıdır ufukta
Yoksa asıl kaybolan biz miyiz bir boşlukta
Kendimizi bu insan selinde yalnız bulduk.
Gece
Yoksul kapılarını kollayan bir hâmî gibi
Fukara sokaklarında her kapıya
Bir bohça yıldız bırakıyor...
29 Eylül 2016
Gün şu saat yaşlandı ziyâları pek solgun
Çöküverdi dağlara sabahın pehlivanı
Bir yangın ki dağlarda lâkin yok hiç dumanı
Bir yangın ki ellerin yanıverir bir dokun.
Sanki köylü bir kızdır hazan köy dağlarında
Sarışınlık dağıtır yaprak yaprak ve dal dal
Hediyesi rüzgârla savrulan kızıl hazal
Bir nesîmle kurulur işret köy bağlarında.
Öldüğümüz yerden başladık biz hayata /
Kan-ter içindeydi zaman/
Bizi doğurduğunda/
Bir körebe oyunu oynadığımız ayân/
Aydınlıktı dünyadan geldiğimiz izbe yer...
Gecenin melâlini yüklenen leylî bulut
Hapsetti güneşin pür-ziyasını içine
Dağlara ulûhiyet yükleyerek kar yine
Usul usul indirdi tabiata bir sükût.
MUM
Karanlığı nazlı bir edâ ile yaran mum
Buğulu akşamları ardında bırakırsın
En âşina geceye ses vermeyen bir sırsın
Sen aydın ışığında kapkaranlık uçurum.
Gün aydın değil oğul "Günaydın" deme bana
Kara gün doğdu bugün dağlar karardı kaldı
Namertten doğan itler göz diktiler vatana
Elde dal gibi fidan bağlar sarardı kaldı.
Korkunun yürekten azad demidir
Korkaklık "şark"ımda garbın gemidir
Ölüm hak şahadet vuslattır bize
Vatansız kalmaksa en vahimidir.
Ömrün verandasıdır yaşlılık
Boyuna bekler
Durursun.
Fatih Zeyrek
27 Nisan 2015
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!