Küçükken başımı yastığa koyduğumda
Hayaller alemine doru yol alırdım
Hep bir masalın kahramanı
Ya da bir sinema filminin
Başrol oyuncusu olurdum
Senaryo belli bir kız, birde kahraman
Şarkılar söyledi bülbüller sana
Kaypak sokaklara gölgem düştü
Gözlerin saklımda
Kokun burnumda tüttü
Bir derdi besteledi gözyaşlarım
Kül dumana döndü hüznüm
bazen yazıcak hiç bir sey bulamadığımız beyaz kağıtlara boş boş bakarken
evden işe işten eve giderken belediye otobüsünün camından şehre bakarken
kendi kendimizle defalarca sevgiliyle,en sevgiliyle konuştuğumuz
okumaya başlayıpda bitiremediğimiz kaç kitap,
dinlemeye başlayıpda duyamadığımız kaç şarkı ya da...
uyan haydi bu derin uykudan,bak geçmişine,savrulan benliğine bak
Her sabah uyanmak seninle
Ve her akşam uyumak
Arnavut kaldırımlarında bu şehrin
Kaybolmuş geçmişim
Şimdi her sokak başında
Suspus olduğumuz saatlerden geriye kalan
Sırt donmuş, yüz dönmüş
Dargın ve kırık iki kalp
Ellerimizin soğuk boşluğunda
Çatılmış kasların altından bakan
Nasıl sapladın hançeri
Nasılda
Hiç düşünmeden konuştu dillerin
Nasılda
Kestin nefesimden nefesini
Duyduğun üç beş sözle
Yol kenarı sevilmeler
Bu mevsim kaldırımlara
oturur gençler
ben eleştirsel bakışlarımla
gıyaben yargılar,asarım onları
tüm cocuksu oyunlarımda
Birden içimden bir sen kayıyor
Anlamsız çocukça sevinçlerim
Yerini karmaşık bir durgunluğa bırakıyor
O an yorgunluğumu ve kırgınlığımı hatırlıyorum hayata
Sesin geliyor kuytulardan, ben karanlıklardan çıkıyorum
hara vurdum,harmana savurdum gençliğimi
yabancı kollarda aradım sevgiyi
sarı saçların doldu içime bir güneş gibi
seni özledim bir kaç saat dilara
moda sahilinde şarkılar söyledin
bu nasıl ayrılık apansız
nasıl bir yalnızlık bu zamansız
gönlümün merkezine oturmuşken dizginsiz
nasıl bir terk ediliş kefensiz
senden arta kalan dağınıklığım kifayetsiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!