Biz ayrılırken
Yağmurlu bir havadaydı Ankara
Bulutlar ağlıyordu ardımızdan
Gidişin rüzgarlıydı,
Kurumuş bir yaprak misali,
Uzaklara savrulurken.
Mum ışığında aranan mutluluklar tükenecektir
Çünkü mum bir gün eriyecektir...
Kanma dostunum diyen yüzlere
Aslında simsiyah çehreler vardır
Aynalar doğruyu söyler bilene
Güzel yüzlerinde solanı vardır
Deste deste güller açar baharda
Kaçamak sözler bunlar
Aslında hiç söylenmeyen
Seviyorum demiyorum
Sevmiyorum hiç yok zaten
Susuyorum en sessizinden
Gülüyorum en sakininden
Ne zaman biter bu gurbet, niye böyle
Istıraba sarıldı ruhum, kavruldum yine
Sıla fazla uzak değil, bir adım öte
Atmaya mecalim yok, gurbetim yine
Sağırdır burda yaşananlar...
Tutulmaz elinden uçurumdan düşmek üzereyken dahi...
Sevmek denen yalan,
Bir oyuncak küçük çocuklara öğretilen...
Sevdalanmak suç ve cezası yalnızlık bu şehirde,
Bilmez misin?
Sabrın kalmaya aşktan yana
Nice gece uyku uyuma
Ansızın o anda beni hatırla
Bir şiir de sen yaz bana
Anlamsız ola hayat sana
El elden alırmış desteği
Su yolunda kır testiği
Sen sağla şu dengeyi
Günah mı sevap mı
Neye terfi?
Ömür denen beşikten geçerken,
Hiç habersiz çilenin tutsağı olmuşuz...
Kaç gün oldu ayrıyım
Anama babama hasret
Yardan gayrıyım
Gül kurumuş
Bülbül gibi dardayım
Çaresi yok bu derdin, bilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!