Terkederken şehri; bütün anıların içinden geçtim
Takdim’ ini bilmediğim gözyaşlarımın
Tekrarı sandığım hayatımın kararı,
Sana gelmekti seçmek zorunda olduğum
Şehir…!
Vefa; denilen beta yada alfa gibi bişeyse
Varmı başka…
Sonsuzluğun tarifi önemli olan, kişiyse
Düşlerimde, ellerimi doldurduğum kalbin
Telaş yapıp açtığım renkli, iç ısıtan zarfların
Rüya görüyordum beni öptüğünde…
Uyandım…
Ama hala yanımdasın.
En güzeli yüzünde ki güneşmiş.
Sabahımı bana getiren, mutluluk sırtını dönmez aydınlıkta.
Acımı, hayatta olduğumu hatırlatan.
Özlüyorum yarım kalanları
Sende bıraktığım eski alışkanlıkları
Gülümsemelerimi, sebepsiz dalgınlıklarımı
Artık hiç nefesim kesilmiyor senden sebep
Sakındığım anıların üstünü açtım
Masa üstü sabundan meyvalar, doğasında varsa,
Ne yapsın sonradan olma ablalar.
Satışı kolay olsun diye esmerden bozma sarışınlar.
Çirkinler özgürdür çığırtkanlığındaki kazmalar.
Avuç tuzladım sizin için size göre yalamalar…
Akşamı bekler gibi sebepsiz bekleyişleri
Karşılıksız sevgilerin kaybedişleri
Tarif edilemeyen kahpelikleri
Ben değilmişim yaşayan
Keder denilen sefillikleri
Soğuk ve sensiz akşamlar da kaldırıma yasladığım kıçımı
Az yerdim hep acıyı; kolay olsun diye sıçımı
Ağacın arkasın dan görünen sen misin? fıçı mı?
Yine de mini giy; çabuk olur açımı
Eylül 17' 07
CESARET, SADAKAT VE ESARET
Çocukluktan başlayan bir serüvenin sadece anları sandığımız birbiri içine giren, insanı hep ikilemde bırakan kavramlar, hayat çizgisini ne kadar değiştirebilir?
Cesaret ne pahasına olursa olsun bir şeye sahip olamak mıdır? ya da bir şeyi korumak kaygısı mı?
Sana az kala geçmişim meğer
Kader bir durak önceymiş
Verilecek yanlışlığın hesabına bile değermiş
Erken basmak düğmeye...
Ekim 14' 07
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!