Kutup yıldızı
Karınca yuvalarının kuzey tümseği
Paslı ibresi pusulanın
Duvarların ve ağaçların rutubetli yüzü
Ve de kıbleden esen nurlu rüzgar
Hiçbiri götürmüyor beni
Ne kaldı elimizde geçmişe dair
Takvim yapraklarından başka
Tebessüm ettiren anılardan başka
Mutlu günlerden geriye ne kaldı
Kim uyandıran bizi rüyamızdan
Gözlerin görmese de anne
Sakın üzülme buna
Boş ver dünyayı güzelliklerini
Saymasan da olur birer birer yıldızları
Havadaki kuşları kışın yağan karı
Görmesen de olur
Bir şairin dizeleri değil bunlar
Yaralı aşığın hayıflanması
İnanın hiçbir gayretim yok
Bedenim nizamiye
Acılarım komutan
Kargaları telaşa salan nara ki emir
Ben bütün çiçeklerimi sana açmıştım
Seni büsbütün bahar bellemiştim kendime
Tomurcuklar patlatmıştım sana
Mayasıllı çatlak ellerimde
Utana sıkıla
Köklerimle bağlanmıştım sımsıkı
Seni severim sevmesine de
Sen taşıyamazsın
Dayanılmaz hafifliğini yüreğimin.
Sırtımda;
Küreğimin kemikleri arasında
Bir sır
Gittin 'öldüm! ' dedim
Kovaladı yıllar yılları
Her geldiğinde gidişin hatırıma
Öldüm..
Dönüşünü umut ettim
Siz bilmezsiniz sevgili öğrencilerim
Kapıdan adımımı attım mı içeri
Takarım gülücükler saçan maskemi
Rafa kaldırırım bitmek bilmeyen hüzün nöbetlerimi
Siz oldunuz mu yanımda
Unuturum terk edilişlerimi
Tarihlerden fi
Günlerden çıkmaz ayın son çarşambası
Saat akrebe yelkovan geçe
Bütün ayıraçlarını yitirdiğinde zaman
Söz! Seni unutacağım
Tuba!
Filizlenip içimde yapraklanan
Meyveye duran çiçeklenip
Dalları semayı delerek
Şükre dalan
Çöllerde seraplardan alıp bu bedeni



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!