Ah be gönlüm 
Yine umutsuz sevdalara düştünya
Yine uykusuz gecelere küfredip
Aşkın ateşinde yandınya
Ah be gönlüm
Pervane oldum düştüm ateş peşine
Bin tavafla yaktım kanatlarımı
Öleceğimi bilerek kaçamadım yinede
Küllerimi savurdum közün üstüne
Bir yanım ateş bir yanım cennet
Gardiyanım oldu hilal kaşların
Hücreme parmaklık siyah saçların
Dudağıma kelepçe pembe dudağın
Gözlerine mahkum oldum yar senin
Esaret bağıdır yarim gönüller
Bir garip yolcu idim düştüm yollara
Binlerce dert bela geldi başıma
Denizde huzur bulurum sanmıştım
Oradada fırtınalar çıktı karşıma
Yüce dağlar aştım bir gün durmadan
Sebebini sorma anlatamam sevdiğim 
Bir tek sana yandım, bir seni sevdim
Dağlar bile tutuştu ahu zarımdan
Bir tek sana yandım, bir seni sevdim
Nasıl oldu düştüm ben bu sevdaya
Çiçekleri açmaz olmuş 
Goncalar dalında solmuş
Ağaçların dalı kırık
Ben bir garip ülkedeyim
Toprağına kan damlamış
Sıtkımı sıyırdım dünya elinden
Ulvi aleme göcüp giderim
Çok çektim hayat senin elinden
Sonsuzluk urbası giyer giderim
Kim isterse onun olsun dünya illeti
Sevda dediğin denizde fırtına
Kaç defa oldum ben alabora
Sığınacak liman aradım durdum
Çareyi aşka teslimiyette buldum
Fırtınalar esti her dem içimde
Her gece hayalin koynuma girer
Umutlarım tükenir sensiz geceler
Ne güneş doğar nede ay çıkar
Saatler yıl olur sensiz geceler
Zikir oldu ismin heran dilimde
Çocukluğumu özledim arkadaş
Hani tek derdimizin yaramazlık olduğu
Dayağa aldırmadan üstümüzü kirlettiğimiz
Kıymetini bilmeden geçirdiğimiz o yılları
Çocukluğumu özledim  arkadaş
Çimenlere yatarak gökyüzünü izlemeyi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!