Sevişmek — Ruhun En Eski Dili
Bir geceydi, gökyüzü çıplak,
Ay, tenimize düşen bir dua gibiydi.
Rüzgâr, saçlarında gezinen bir tanrının nefesi,
Ve biz, iki yarım gezegen, birbirine kavuşmayı bekliyorduk.
Sevişmekti bu,
Ama etten değil, ışıktan yapılmış bir yakınlık…
Bir yıldızın diğerine dokunması gibi,
Bir göğün diğer göğü sarması gibi.
Senin gözlerinde yanan bir Dionysos vardı,
Bendeyse sonsuzluğa susamış bir çocuk.
Kutsal bir sarhoşluktu bu,
Ne aşkın kuralı vardı, ne dünyanın sınırı.
Bir an sustuk,
Kalplerimiz konuştu:
“Biz toprak değil, ateşiz.”
Ve o anda, evrenin tüm hikâyeleri yeniden yazıldı.
Sevişmekti bu,
Bir yaratılışın tekrarı belki,
Kadim bir nefesin geri dönüşü,
Adem’in Havva’ya değil, ışığın ışığa dokunuşu.
Senin teninde eski mitlerin yankısı,
Benim nefesimde kaybolmuş uygarlıkların duası vardı.
Kelimeler sustu, çünkü kelimeler eksikti.
Ve o eksiklikte, biz tamdık.
Biraz tanrılardan çaldık,
Biraz da rüzgârlardan öğrendik sevişmeyi.
Çünkü biz özgürlükle yanmayı seçen ruhlardık,
Küllerimizden yeniden doğmayı bilen.
Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 8.7.2025 21:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!