İnsanlık bir hasretin gölgesinde alçaldıkça alçalıyor
Uykusu dipsiz ahmaklıklarında kendisinin
Kimi mevzuda bir tilki gibi kurnaz ve sinsi
Ve tuttuğunu koparan halkların
Ağzı açılmaz, efendileri boğazlasa bir bebeği
Bebeğin yirmi yıl sonra
Kendilerinden olmayacağını bilseler
Kahrolmamak ki elde değil
Yok oluşuna bu güzelim
Bu var olası adaletin
Huysuzlanmıyor beyaz bıçaklar tutan elleriniz
Yalnız birbirine sarılan ellere öfkelisiniz
Ama gelecek kenetlenen parmakların rejimi
Ve siz ki en yüce korkusu vicdanı olmayan
İyi olmak için tanrıya ihtiyaç duyanlar
Korkak, zalim ve obursunuz
Çirkin bir son nefesle ölmeye mecbursunuz
-Bu dünya bir şeyler için
Ömrünce savaşacakların yeri
Ve oy pusulalarına konulmayacak asla
İyilerin uğrunda dövüştükleri-
Yürüdüğünüz toprağın altında bebekler var
Mazlumlar var, yürüdüğünüz toprağın altında
Çocuklar ve şairler ve haklılar ve işçiler
Onların olmayan savaşlarda ölen askerler var
Yürüdüğünüz toprağın altında
Şimdi hikayelerinin üstünde çiçekler açıyor
Yaşamları damarlarından
Yok yere kopartılmamış gibi
Yerin üstü bütün bunlara rağmen yaşayan
Bütün bunlara rağmen gülenlerle dolu
Yazılan hiçbir şiir yeterince cesur olmayacak
Kulağa hakiki bir feryat gibi gelen türküler yazılmayacak
Bir kez olsun dünyanın ağrısıyla kahrolmamış umarsızlar
Katillerin ellerini temizlediği nehir oldular
Onlara dokunmayan yılanları hükümdar yaptılar
Bu yüzdendir kendi kanımızın önümüzde uzanması
Ağzı en iyi laf yapanın gittikçe peşinden
Bilenlere tıkayıp kulaklarımızı
Yalanlara ve hırsızlığa devam eder
Fareli köyün kavalcısı
Kayıt Tarihi : 1.3.2021 12:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!